OMEGA Seamaster Aqua Terra Worldtimer 2023 : Dünya zamanını ölçmek için üç yeni saat

OMEGA’nın Seamaster Aqua Terra modeli son yıllarda emin adımlarla popülerlik kazanarak dünya gezginlerinin ve tutkulu koleksiyonerlerin gözdeleri arasına girdi. Gezegendeki tüm saat dilimlerini takip etmek için üretilen bu saat, dünya genelinde momentum kazanmayı sürdürüyor.

OMEGA şimdi de Aqua Terra Worldtimer koleksiyonunu titanyum model ve paslanmaz çelikten üretilen iki çarpıcı versiyondan oluşan üç yeni saatle genişletiyor.

Çizilmeye karşı dayanıklı seramik bezele ek olarak, üç saatin de çok özel bir ortak noktası daha var: Benzersiz Worldtimer gösterge.

Çıplak gözle görülmesi mümkün olmasa da Dünya’nın eğriliğini yansıtacak şekilde kubbe formunda tasarlanan saatlerde, kadranın merkezinde ise Dünya’nın Kuzey Kutbu üzerinden görünüşünü içeren kıtalar ve renkler bulunuyor. Topografik haritayı çevreleyen 24 saat göstergesi ise gündüz ve gece bölümlerine ayrılmış şekilde hesalit camın altında yer alıyor.

Bu özel tasarımda, her bir kadranı ve dış halkasını çevreleyen dünyanın farklı yerleri arasında OMEGA’nın İsviçre’deki merkezi olan Bienne’de yer alıyor. Birleşik Krallık başkenti hariç tüm yer adlarının altın sarısı renkte yazıldığı kadranda, LONDON ise GMT ya da resmi adıyla UTC saat dilimini vurgulayacak şekilde kırmızı ile yer alıyor.

OMEGA başkanı ve CEO’su Raynald Aeschlimann, yeni saatlerin yenilikçi olduğu kadar ilham verici olduğunu belirtiyor. “OMEGA’da öncü ruhumuzla gurur duyuyoruz. Bu saatler birer eylem çağrısı gibi. Hadi! Dünyaya açılın! Kadranlar, hayranlık ve macera hissi uyandıran birer sanat eseri. Bu muhteşem göstergelerin arkasında ise birinci sınıf teknolojiler iş başında. Hepsi çok güzel, keyifle takılıp kullanılabilecek gerçek koleksiyon ürünleri.”

Titanyum Worldtimer

Hafif ve korozyona dirençli olan titanyumdan üretilen cesur ve sportif görünümlü 43 mm’lik Worldtimer, tam bir duruş ifadesi sağlıyor.

OMEGA’nın bu modelinde siyah gri kadran ve renkler tamamen lazerle üretilirken, kırmızı cilanın elde uygulandığı ‘LONDON’ yazısı haricinde baskılı bir öğe bulunmuyor. Mat kadranı tamamlaması için fırça finisajlı siyah seramik bezelin yanı sıra karanlıkta mavi bir ışık yayan beyaz Super-LumiNova dolgulu siyahlaştırılmış ibreler ve indeksleri kullanıyor.

İki çelik model

Paslanmaz çelikten üretilen iki seçenek, klasik stili tercih eden gezginler için sunuluyor. Bir modelde paslanmaz çelik kordon ve kelebek toka kullanılırken; diğer modelde ise gri dikişli yeşil kauçuk entegre kayış, cilalı çelikten ek dekoratif parça ve katlanır toka yer alıyor.

43 mm’lik paslanmaz çelik modellerin her biri gün ışığı fırça finisajlı PVD yeşil kadran, cilalı-fırça finisajlı yeşil seramik bezel ile çevreleniyor. 18 ayar Moonshine™ altından yapılan ibreler ve indeksler ise kadrana ışıltı katıyor.

Worldtimer mekanizması

Yeni Seamaster Aqua Terra Worldtimer modellerinin her birinde, İsviçre Federal Ölçüm Enstitüsü (METAS) yüksek hassasiyet standartlarına uygun Co-Axial Master Chronometer Calibre 8938 kullanılıyor.

Hızlı yaşa! Hızlı düşün! Hızlı karar ver!
Özhan Özdemir

Hız kavramı hayatımızın o kadar içindeki, onu yadsımamız imkânsız. Bu konuda, doğru ya da yanlışlığından emin olmadan bazı teoriler geliştirmiş durumdayız.
Örneğin, bir yerden bir yere giderken hızlı olmak zorundayız. Çünkü vaktimiz çok önemli. Gitmek eylemi için uzun zamanlar harcamayı vakit kaybı olarak görüyoruz. Gitmek değil önemli olan bizim için. Biz varmayı hedefliyoruz. En kısa sürede varmayı.
En kısa sürede nasıl gideriz? O yolda göreceğimiz manzaralar ya da yanımızdaki kişilerle yapabileceğimiz sohbetler çok önem arz etmiyor. Yanından geçip gittiğimiz ağaçların güzelliğinden pek haberdar değiliz. Hep bir yerlere yetişmek zorundaymışız gibi hissediyoruz. Telefonlarımızı ve bilgisayarlarımızı en hızlı olanlardan seçiyoruz. Bilgi akışını hızlı yapmak istiyoruz. Yine bilmediğimiz bir şeylere ya da bir yerlere yetişmek için.
Çocuklarımızda bu hıza ayak uydurmuş durumda. Hız yüzünden, küçük parmaklarıyla yukarı kaydırarak tarihe gömdükleri görsellere odaklanmıyor, sorduğunuzda ise hatırlamıyorlar. Bir fotoğrafın anlamını bizim kadar bilemiyorlar. Bugün 11 yaşındaki bir çocuğa fotoğraf albümlerinden bahsetseniz aklına dijital albümden başka bir şey gelmeyecektir.
Sakın yanlış anlaşılmasın, bu klasik bir ‘’bizim zamanımızda’’ yazısı değil. Sadece bazı kavramlarında insanlarla beraber değiştiklerini vurgulamak istiyorum.
Hız kavramını sadece fiili bir hareket olarak düşünmemek lazım. Hepimizin tanık olduğu üzere hızlı düşünme konusunda kitaplar yazılıyor eğitimler veriliyor. Hızlı düşünmenin günümüz dünyası için olmazsa olmaz bir gereklilik olduğu vurgulanıyor. Hızlı yaşa, hızlı düşün, hızlı karar ver gibi.
Peki hızlı düşünmenin zararları yok mudur? Bana kalırsa zararları yararlarından daha fazladır. Örneğin hızlı düşünen birinin herhangi bir konuda sağlıklı karar alma ihtimali, yavaş ve sakin düşünen birinin aldığı sağlıklı karar ihtimalinden düşüktür. Çünkü hızlı karar alıp veren insanlar, yan yolları görmez sadece yolun sonundaki hedefe odaklanırlar.
Hızın bir diğer zararı ise tüketim hastalığına sebep olmasıdır. Hangi konuda olursa olsun hızlı düşünmeyi alışkanlık haline getiren birinin fikir ve düşüncelerinde tutarsızlıklar baş gösterebilir. Hızlı düşünen biri, hayatındaki insanları ve onlarla yaşadığı ilişkileri bile, o hız dahilinde değerlendirir. Hızlı düşünen bir insan için, diğer insanlar hızla gelip geçerler. Tıpkı fikir ve düşünceler gibi. Bu tip insanlar için tüketilen şeyin önemi yoktur onlar hıza odaklanmışlardır.
Çocuklara dönecek olursak, onlara aldığınız bir oyuncağın ömrünün ya da popülaritesinin ne kadar kısa olduğunu düşünün. Oyuncak alınmış, merak giderilmiş ve köşeye atılmıştır. Bir oyuncağın o çocuğun dünyasındaki yeri en fazla bir gündür. Çünkü o çocuk telefonundaki ya bilgisayarındaki görselleri de aynı hızla yukarı kaydırarak tüketmeyi öğrenmiştir. Hız dünyasındadır. Bu yüzden çocukların birçoğunda odaklanma problemi var.
Hızlı düşünmek için kendimizi eğitmenin 5 yolu başlığı altında bir makale okumuştum. Makaleye göre bu yollardan en önemlisi, yavaşlamaktı. Yavaşlayın. Derin bir nefes alır ve kalp atış hızınızı yavaşlatırsanız, beyninizdeki oksijen miktarını artırırsınız.
Kısacası hızlı düşünmek için bile önce yavaşlamaya ihtiyacımız var. Çünkü hayatımız boyunca alacağımız kararlar, her zaman bir çocuğun bir günde sıkılıp atacağı bir oyuncak kadar önemsiz olmayabilir.

Exit mobile version