Pil Optimizasyon Uygulaması Diye Yüklediğiniz Bir App, PayPal Hesabınızdan Para Çalıyor Olabilir

Antivirüs ve internet güvenliği markası ESET, pil optimizasyon uygulaması gibi görünen ancak PayPal ödeme sistemleri hesaplarından para çalmaya odaklanan yeni bir Android truva atı tespit etti. Bu zararlı, PayPal’ın iki faktörlü kimlik koruma (2FA) doğrulamasını bile atlatabilen yetenekte.

İlk olarak Kasım 2018’de ESET tarafından tespit edilen kötü amaçlı yazılım, bankacılık truva atı yeteneklerini, Android erişilebilirlik hizmetlerinin kötüye kullanımı ile birleştiriyor. Ve bu haliyle de resmi PayPal uygulaması kullanıcılarını hedef alıyor.
PayPal artık Türkiye’de hizmet vermese de PayPal’ın global yaygınlığı nedeniyle konu, tüm küresel internet kullanıcılarını ilgilendiriyor. Çünkü zararlı yazılım, kendini bir pil optimizasyon aracı (Optimization Android) olarak gizliyor ve Google Play harici uygulama mağazaları tarafından dağıtılıyor.
Nasıl çalışıyor?
Kurbanların PayPal hesaplarından para çalma işlemi, kötü amaçlı ‘erişilebilirlik‘ hizmetinin etkinleştirilmesini gerektiriyor. Bu istek kullanıcıya zararsız gibi görünen “istatistikleri etkinleştir” talebiyle geliyor. Resmi PayPal uygulaması hedeflenen cihazda yüklenmişse, kötü amaçlı yazılım kullanıcıya bu uygulamayı başlatmasını isteyen bir bildirim gönderiyor. Kullanıcı bir kez PayPal uygulamasını açarak giriş yaptığında, zararlı erişilebilirlik servisi devreye giriyor ve kullanıcının gerçekleştirdiği tıklamaları taklit ederek saldırganın PayPal adresine para gönderiyor.
1000 Euro transfer etmeye çalıştı
ESET Güvenlik Araştırmacısı Lukas Stefanko’nun gerçekleştirdiği analiz sırasında uygulama 1000 Euro transfer etmeye çalıştı. Bununla birlikte, kullanılan para birimi kullanıcının konumuna da bağlıdır. Lukas Stefanko’nun tespitlerine göre tüm süreç yaklaşık 5 saniye sürüyor ve durumdan şüphelenmeyen bir kullanıcı için bu süre zarfında müdahale edebilmenin bir yolu yok. Çünkü kötü amaçlı yazılımın işleyişi, aslında PayPal giriş bilgilerini çalmaya dayanmıyor. Bunun yerine kullanıcıların resmi PayPal uygulamasına giriş yapmasını bekliyor ve aynı zamanda PayPal’ın iki faktörlü kimlik doğrulamasını (2FA) da atlatıyor. 2FA etkinleştirilmiş kullanıcılar, normalde giriş sırasında ekstra bir doğrulama aşamasını daha geçerlerken, bu truva atı saldırısında 2FA kullanmayan kullanıcılar kadar korunmasız duruma geliyorlar.
Saldırı birden fazla kez gerçekleşebilir
Saldırganlar, yalnızca kullanıcının PayPal bakiyesi yetersiz ve hesaba bağlı bir ödeme kartı olmadığı durumlarda başarısız oluyor. Kötü amaçlı erişilebilirlik hizmeti, PayPal uygulaması her başlatıldığında etkinleştiriliyor. Yani saldırı birden çok kez gerçekleşebiliyor.
PayPal konuyla ilgili bilgilendirildi
ESET, bu truva atı tarafından kötü amaçla kullanılan tekniği ve saldırganın çalıntı parayı aktarmak için kullandığı PayPal hesabını PayPal’a bildirdi. Ayrıca ESET ürünleri bu tehditleri “Android/Spy.Banker.AJZ“ ve “Android/Spy.Banker.AKB“ olarak algılıyor ve engelliyor.
Truva atı başka işler de yapıyor
ESET tarafından “Android/Spy.Banker.AJZ“ adıyla etiketlenen bu yetenekli truva atı,
Google Play, WhatsApp, Skype, Viber ve Gmail gibi meşru sayfaların üzerini kaplayan ekranlar oluşturabiliyor ve kimlik avı amacıyla kredi kartı bilgilerini talep edebiliyor. “Android/Spy.Banker.AJZ“ ayrıca şunları da yapabiliyor:
• SMS mesajlarını kesmek, göndermek, silmek ve varsayılan SMS uygulamasını değiştirmek (iki aşamalı kimlik doğrulamayı devre dışı bırakmak için).
• Kişi listesini takip etmek.
• Arama yapmak ve iletmek.
• Yüklenen uygulamaların listesini edinmek.
• Uygulamayı yüklemek, yüklenen uygulamayı çalıştırmak.
Nasıl güvende kalınır?

PayPal’i hedefleyen truva atını yüklediyseniz, banka hesabınızı şüpheli işlemler için kontrol etmenizi ve internet bankacılığı şifrenizi/PIN kodunuzu ve Gmail şifrenizi değiştirmeyi düşünmenizi öneririz. Yetkisiz PayPal işlemleri olması durumunda, herhangi bir sorunu PayPal Çözüm Merkezine iletebilirsiniz.
Bu truva atı tarafından görüntülenen kilit kaplama ekranları nedeniyle kullanılamaz duruma gelen cihazlar için Android’in Güvenli Modu’nu kullanmalarını ve Settings > (General) > Application manager/Apps bölümünden “Optimization Android” adlı uygulamayı silmelerini öneriyoruz.

ESET Araştırmacısı Lukas Stefanko, gelecekte Android üzerindeki kötü amaçlı yazılımlardan korunmanız için şu önerilerde bulundu:
• Uygulamaları indirirken resmi Google Play mağazasına sadık kalın.
• Google Play’den uygulama indirmeden önce indirme sayısını, uygulama derecelendirmelerini ve incelemelerin içeriğini kontrol ettiğinizden emin olun.
• Yüklediğiniz uygulamalara hangi izinleri verdiğinize dikkat edin.
• Güvenilir bir mobil güvenlik çözümü kullanın. ESET kullanıcıları bu tehdite karşı korunuyor.
• Android cihazınızı güncel tutun.

Türk Telekom, Yeni Bulut Servisi Dijital Depo’yu Kullanıma Sundu

Türk Telekom, Google drive, One drive,Dropbox, Yandex disk gibi bulut depolama sistemlerine alternatif olarak; kullanıcıların fotoğraf, video, müzik ve dosyalarını güvenli bir şekilde saklamasını sağlayacak yeni bulut servisi Dijital Depo’yu müşterilerinin kullanımına sundu. Türk Telekom, App Store ve Google Play Store’dan indirilebilen Dijital Depo uygulamasını 2 GB bulut depolama alanını ücretsiz olarak kullanıcılarına sunuyor.

Türk Telekom, modern tasarımlı Bulut Depolama servisi Dijital Depo uygulamasını kullanıcıların beğenisine sundu. Operatör bağımsız bir bulut depolama uygulaması olan Dijital Depo ile kullanıcılar; çektikleri fotoğrafları,videoları, müzikleri ve dosyaları güvenle saklayacak. Dijital Depo uygulamasının otomatik yedekleme özelliği sayesinde ise akıllı telefon kamerasıyla çekilen fotoğrafların anında saklanması mümkün olacak. Böylelikle akıllı telefon bozulsa veya kaybolsa bile fotoğraflara ulaşılmada herhangi bir sıkıntı yaşanmayacak.

App Store ve Google Play Store’dan yüklenebilen uygulama ile Türk Telekom, 2 GB bulut depolama alanını ücretsiz olarak sunuyor. Kullanıcılar, ekstra depolama alanı için aylık 4,99 TL’den başlayan uygun fiyatlarla 50 GB, 500 GB ve 1 TB’ye kadar depolama alanına sahip olabilecek.

Kış Fotoğrafçılığına Yeni Başlayanlar İçin 5 Tavsiye

Kış tatili denildiğinde akla ilk gelen kayak merkezleri oluyor. Son derece aktif geçirilen kış tatillerinde dağlar, manzara ve yamaçlardaki aksiyonu fotoğraflamak sporculara ayrı bir zevk veriyor. Ocak ayında okula verilen küçük bir ara, özellikle çocuklu aileler için tatil fırsatı yaratıyor. Kış sömestr tatili hızla yaklaşırken Canon elçisi ve profesyonel ekstrem sporlar fotoğrafçısı Richard Walch, kayak alanlarında harika fotoğraflar çekmek isteyen amatör fotoğrafçılarla püf noktalarını paylaşıyor.

 

Kayak sporu fotoğrafçılığında ideal ışık ayarları

Kayak mekanlarındaki fotoğraf çekimlerinde gün doğumu ve batımı saatleri güzel ışık sunuyor. Ancak dağda havayı tahmin etmek zor, hiçbir işaret vermeden hava birden bozabiliyor. Bu nedenle erkenden dağa çıkıp, en uygun fotoğraflama pozisyonuna ekipman kurarak, mükemmel bir ışıklandırma altında, fonda yeni yağmış karların göründüğü paha biçilemez güzellikteki anlar yakalanabiliyor. Canon EOS M50, yeni EF-M 32mm f/1.4 lensiyle kullanıldığında gün doğumu ve gün batımında ya da düşük ışıklandırmalı çekim koşullarında ideal fotoğraf makinesi oluyor. Canon EOS M50’nin güçlü 24,1 megapiksel sensörü, ışık azlığını telafi etmek için ISO’yu artırmak gerekse bile etkileyici sonuçlar elde etmeyi sağlıyor.

Doğru açı ile daha aydınlık fotoğraflar

Güneşin doğduğu an, dağ fotoğraflarında etkili bir öğe oluyor. Canon EOS M50 veya Canon EOS M5 gibi güçlü çekim özelliğine sahip makinelerin ayarları doğru şekilde yapılmazsa karın neden olduğu parlama nedeniyle fotoğraflarda aşırı pozlama görülebiliyor. Bu koşullarda aşırı pozlamayı önlemenin en iyi yolu, manuel olarak enstantane 1/2000, diyaframı F-stop 8 ve ISO’yu 200’e ayarlamak oluyor. Otomatik modda çekim yapıyorsak, pozu +1 ila +3 durak aralığında dengelemek, çekilen fotoğrafın daha aydınlık olmasını sağlıyor.

Hareket halindeki kayakçıların net karelerini yakalayın

Hareket halindeki kayakçıları çekerken, fotoğrafın daha net ve donuk olmaması için doğru enstantane hızı, diyafram ayarlarını yapmak gerekiyor. Güzel anıları yakalayan fotoğraflar için enstantane hızının 1/2000, diyaframın F-stop 8 ve ISO 200 olması yeterli.

Richard Walch Canon Ambassador Extreme Sport Specialist

İdeal dağ fotoğrafı için kompozisyon oluşturun

İdeal dağ fotoğrafını planlamaya, daha tatile çıkmadan önce başlamak iyi oluyor. Parlak renkleri olan ceket ve salopetler beyaz fon önünde ön plana çıkacağından, gerçek bir kayak karesi yaratmaya yardımcı oluyor. Kompozisyon açısından güzel bir dağ sırası, çarpıcı ve unutulmaz bir fon oluşturuyor. Doğrudan güneşe doğru çekim yapmak, ortaya çıkan fotoğrafın karanlık olmasına neden oluyor. Doğru poz için güneşin yüze çarpması veya yandan gelmesi gerekiyor.

Kış tatili fotoğraflarınızı sosyal medyanızdan anında paylaşın

Kayak alanlarına giderken hem güçlü, güvenilir hem de vizör donanımlı kompakt bir fotoğraf makinesine sahip olmak gerekiyor. Sadece ekrana bakarak fotoğraf kompozisyonu oluşturmak dağlarda ışık çok parlak olduğundan zor oluyor. Canon EOS M50 ve EOS M5 modellerinde, bu seçenek bir arada bulunuyor. İki makinede de detayları net görüntüleme için güçlü APS-C sensörler, hızlı ve doğru odaklanma için Dual Pixel CMOS AF donanımı yer alıyor. Ayrıca EOS M50 ve EOS M5, Wi-Fi üzerinden akıllı telefon ile kolayca eşleştirilebiliyor. Bu şekilde dağda ağ şebekesi olmasa bile, görüntüler akıllı telefona aktarılabiliyor. Telefon bir sinyal aldığı veya Wi-Fi’ye bağlandığı anda, görüntüler sosyal medyada tüm dünyayla paylaşılabiliyor.

 

2018’deki Önemli Veri Sızıntıları

Veri sızıntılarının gündemi sürekli meşgul ettiği 2018 geride kaldı. Dünyada 500 milyondan fazla kullanıcıyı koruyan Bitdefender Antivirüs, 12 ay boyunca geride bıraktığımız yılın en çok konuşulan 12 veri sızıntısını özetliyor.

Veri sızıntılarıyla ilgili haberlerin oldukça rutin hale gelmesi nedeniyle vakalar her seferinde çok hızlı şekilde unutulsa da 2018, şirketlerin ciddi veri sızıntılarıyla hasar gördüğü ve masum kullanıcıların kişisel bilgilerinin risk altına girdiği pek çok vaka ile geride kaldı. 12 ay boyunca öne çıkan veri sızıntılarını ay ay hatırlatarak yılın özetini çıkartan Bitdefender Antivirüs, 2019’un veri sızıntılarıyla geçen bir yıl olmaması için şirketleri uyarıyor.

Ocak

Hindistan’daki Tribune gazetesi, siber suçluların ülkenin biyometrik veritabanını WhatsApp üzerinden sattığını raporladığında, yılın daha ilk günleri yaşanıyordu. Habere göre gazetenin muhabirleri yaklaşık 8 dolara, 1 milyardan fazla kişinin ismine, mail adresine, telefon numarasına ve posta koduna erişim sağlayabilmişti. Daha da kötüsü, fazladan beş dolar ödeme karşılığında kendilerine benzersiz bir Hint kimlik kartı teklif edilmişti. Aadhaar Card olarak bilinen bu kart, bedava okul yemekleri ve yakıt giderleri gibi devlet hizmetleri için kullanılabiliyordu.

Şubat

Şubat’ta global kargo şirketi FedEx, güvenliksiz bir Amazon AWS sunucusu nedeniyle kullanıcı bilgilerini açığa çıkartan pek çok şirketten biri olarak gündeme geldi. Güvenlik araştırmacıları halka açık bırakılmış sunucunun, isimleri, adresleri, telefon numaralarını, pasaport fotoğraflarını, sürücü belgelerini ve faturaları içeren 119 bin doküman içerdiğini tespit etti. Güvenlik zafiyeti bulunan diğer bulut parçaları gibi, hackerlerin hassas verilere erişim kazanması için bir şifre girmesine bile gerek kalmamıştı.

Mart

Çevrimiçi gizliliği gündeme getiren Mart, teknoloji şirketlerinin kullanıcı verilerini nasıl dikkatsiz bir şekilde açığa çıkardığını tüm halkın ilgisini çeken Cambridge Analytica vakasıyla gösteren bir ay oldu.

Bu vakada Facebook’ta bulunan bir kişilik testini çözen 270 bin kullanıcının ve bu kişilerin toplam 50 milyon arkadaşının kişisel bilgileri çalınmıştı. Normalde Facebook uygulama geliştiricilerinin kullanıcıların verilerini üçüncü partilerle paylaşmadığı düşünülse de test ile toplanan veri, Cambridge Analytica ile paylaşıldı. Facebook verilere erişildiğini fark edince, verilerin yok edilmesini talep etse de karşı taraf sözünü tutmadı. Teknik olarak düşünüldüğünde bu bir Facebook veri sızıntısı yerine bir veri politikası açığı olarak düşünülebilir ancak sonuçları pek çok veri sızıntısından daha kötü oldu.

Nisan

Nisan ise MyFitnessPal uygulaması kullanıcılarının zarar gördüğü bir dönem olarak 2018’de yer aldı. Hackerlerin kullanıcı adları, mail adresleri ve şifreleri çalmasının ardından 150 milyon kullanıcı, kişisel bilgilerinin ele geçirildiğini fark etti. Bu vaka, kırılması zor şifreler seçme ve aynı şifreyi birden fazla web sitesi veya uygulamada kullanmama gibi basit kuralların önemini bir kez daha gösterdi.

Mayıs

25 Mayıs 2018’de Avrupa’nın GDPR yasasını devreye koyması ve bu sayede şirketlerin kullanıcıların özel bilgilerine karşı dikkatsiz olmasının daha çok engellenmeye başlanması ile Mayıs, veri güvenliği için iyi bir ay oldu. GPDR ile devletler ilk kez, güvenliği zayıf şirketlere ciddi maddi cezalar verme gücü kazandı. Ancak tabii ki GDPR gibi yeni veri koruma kanunlarının hiçbiri veri sızıntılarının sonunu getirmedi.

Facebook’a bağlı “myPersonality Facebook” uygulamasına kayıtlı altı milyon kullanıcının özel, hassas verilerinin GitHub’da dört sene boyunca açık olarak görülecek şekilde yayınlandığı ortaya çıktı. Facebook, profillere dair çok fazla bilgi depoladığı için bu ve başka 200 uygulamanın çalışmasını askıya alsa da, tam bir çözüm geliştiremedi.

Haziran

Yılın yarısı geride kaldığında, veri sızıntıları ardı arkası kesilmemeye devam ediyordu. Haziran, Ticketmaster vakasıyla çalkalandı. Kötü niyetli bir kodun Ticketmaster sitesine yerleştirildiğini fark eden yetkililer, isim, adres, mail adresi, telefon numarası, giriş ve ödeme detayları gibi kullanıcı bilgilerinin sızdırılmış olabileceğini duyurdu. Sorunun Ticketmaster’in ödeme sayfasına yerleştirdiği üçüncü parti kodundan kaynaklandığı ortaya çıktı. Dijital bir banka olan Monzo, Ticketmaster ile Nisan ayında iletişime geçerek websitelerinin sızıntıya uğramış olduğuna inandıklarını belirtmiş ancak Ticketmaster problemin gerçekliğini Haziran’a kadar doğrulamamıştı.

Temmuz

İngiltere’deki popüler mağazalardan Currys PC World, Carphone Warehouse ve Dixons Travel’in yaklaşık 10 milyon kullanıcısı, ödeme bilgileri ve kişisel kayıtların hackerler tarafından çalındığı bir veri sızıntısından etkilendi. Bu şirketler Temmuz ayını kullanıcıların tepkisi nedeniyle alarm halinde geçirdi.

Ağustos

Ağustos’un veri sızıntısı gündeminin merkezine Air Canada oturdu. Bu vakada hackerler, kullanıcı isimleri, telefon numaraları, mail adresleri, Air Canada hesap numaraları, tüm pasaport detayları, cinsiyet, ikamet edilen ülke ve doğum yıllarına erişim kazandı. Hackerlerin 20.000 hesabı ele geçirdiği duyurusunun ardından Air Canada’nın mobil uygulamasını kullanan 1,7 milyon kişi, şifrelerini değiştirmek zorunda kaldı. Bu bilgilerin sigorta şirketleri, mobil operatörler ve bankalarla paylaşılması ihtimali nedeniyle durum oldukça korku yarattı.

Eylül

Eylül ayında Facebook tekrar gündeme geldi. Facebook, ciddi bir güvenlik zafiyeti nedeniyle hackerlerin hesaplara ve giriş için Facebook’u kullanan üçüncü parti uygulamalara dair bilgilere erişebilmesine neden olan bir güvenlik zafiyetinin varlığını kabul ederek yaklaşık 50 milyon hesaba ulaşıldığını bildirdi. Başkasının Gözünden Gör (“View As”) güvenlik sızıntısı olarak bilinen bu sorunun kurbanları arasında kurucu Mark Zuckerberg’in ve Facebook operasyon müdürü Sheryl Sandberg’in bile bulunduğu söylendi.

Ekim

Ekim’de 30.000 askeri çalışan ve sivil personelin kredi kartı ve kişisel bilgileri, Pentagon’a yönelik bir güvenlik sızıntısında açığa çıktı. Veri sızıntısı, Savunma Bakanlığı’na seyahat yönetimi hizmetleri veren, ismi açıklanmayan bir üçüncü parti sağlayıcıdan dolayı gerçekleşti. En gizli olarak kabul edilen bilgilerin durumdan etkilenmemiş olduğu duyurulsa da, bilgileri hackerlerin eline düşen kullanıcıların içi rahatlatılamadı.

Kasım

Şimdiye kadarki en geniş kapsamlı veri sızıntılarından biriyle Kasım ayında Marriott Hotel yüzleşti. Otelin açıklamasına göre, ziyaretçi rezervasyon veri tabanındaki 500 milyon kişinin bilgileri risk altına girdi. Bu bilgiler, isim, mail adresi, telefon numarası, pasaport numarası, hesap bilgisi, doğum tarihi, cinsiyet, giriş ve çıkış bilgileri ile rezervasyon tarihiydi. Bazı kullanıcılara göre kart bilgileri ve kartların son kullanma tarihleri de çalınmıştı. 2013’te Yahoo’nun yaşadığından sonra bu veri sızıntısı tarihteki en büyük ikinci sızıntı vakası olarak kaydedildi.

Aralık

Sorunun Mart ayında keşfedilmesinin ardından Google, Ekim 2018’de Google+ sosyal ağında gizlilik hakkında ciddi bir eksikliğin olduğunu kabul etti. Bu durumun karşılığında şirket, Google+’yı Ağustos 2019 sonunda kapatmaya karar verse de 2018’de Google’ın yaşadığı veri gizliliği problemleri bununla bitmedi. Google Aralık ayında bu sefer de yaklaşık 52 milyon Google+ profil bilgisinin açığa çıkmasıyla sarsıldı. Açıklamaya göre ara yüzdeki bir zafiyet, üçüncü parti uygulamaların ve geliştiricilerin kullanıcıların kişisel bilgilerine izinsiz erişmesine yol açtı.

Yeni Ford Focus, 2018’i Avrupa’dan aldığı 12 ödülle kapattı

Türkiye’de geçen ay satışa sunulan Yeni Ford Focus, Avrupa pazarlarındaki ilk 6 ayında aralarında “Yılın Otomobili” ödülleri de bulunan 12 ödüle layık görüldü.

Sıfırdan tasarlanarak bugüne kadarki en iddialı Focus modeli olarak pazara sunulan yeni Ford Focus pazardaki başarısını 6 ay gibi kısa bir sürede layık görüldüğü 12 itibarlı ödülle kanıtladı. Bu ödüller kapsamında iki kez “Yılın Otomobili” unvanına da layık görülen Ford Focus, Avrupa’nın farklı ülkelerindeki kurumlar tarafından verilen saygın ödüllerde birincilikler kazandı.

“Yılın Otomobili” unvanını iki kez aldı

Teknolojik, ergonomik ve kullanıcı odaklı özellikleri, Ford’un “İnsan odaklı” tasarım felsefesi ile birleştiren yeni Ford Focus, kullanıcıların tutkularını ve kişiliklerini merkeze alan bir felsefe ile tasarlandı. Güvenli ve konforlu bir sürüş için akıllı teknolojilerle donatılan yeni Ford Focus’un sunduğu sürüş ve yolcu deneyimi, Hırvatistan ve Finlandiya’da “Yılın Otomobili 2019” ödüllerini aldı.

Sofistike EcoBoost benzinli ve EcoBlue dizel motorlarının optimize edilmiş yakıt verimliliği, akıllı telefonlar için kablosuz şarj özelliği gibi özellikleri ile İspanya’da Girişimciler Yılın Otomobili ödülü, Çek Cumhuriyeti Filo Ödülleri 2018’de Fayda Kategorisi birinciliği ve İngiltere’de BusinessCar Ödüllerinde En İyi Alt-Orta Segment Otomobil ödülü aldı.

[yotuwp type=”videos” id=”htNvd0L5i9o” ]

Almanya’da Auto Zeitung 2018 Otomobil Ödüllerinde “Kompakt Sınıf” birincilliğinin yanı sıra 2018 İskoç Yılın Otomobili Ödüllerinde “En İyi Aile Otomobili” kategorisinde birincilik kazanan yeni Ford Focus, ayrıca 2019 Mart ayında açıklanacak Avrupa Yılın Otomobili ödülü için belirlenen yedi finalist arasında yer alıyor. Yeni Ford Focus’un 2018 yılında şimdiye dek aldığı ödüllerin tam listesi şöyle:

  • Yılın Otomobili 2019 – Finlandiya
  • Yılın Otomobili 2019 – Hırvatistan
  • Belçika Yılın Aile Otomobili (iki fiyat kategorisi) – Belçika
  • İrlanda Yılın Otomobili ödülleri: Yılın Kompakt Otomobili – İrlanda
  • Autobild Altın Teker Ödülleri: En İyi Kompakt Otomobil – Bulgaristan
  • BusinessCar Ödülleri: En İyi Alt-Orta Segment Otomobil – İngiltere
  • Parkers Yeni Otomobil Ödülleri 2019: En İyi Küçük Aile Otomobili – İngiltere
  • 2018 İskoç Yılın Otomobili Ödülleri: En İyi Aile Otomobili – İskoçya
  • Auto Zeitung Otomobil Ödülü 2018: Kompakt kategori birincisi – Almanya
  • Büyük Avusturya Otomobil Ödülü: Başlangıç kategorisi birincisi – Avusturya
  • Girişimciler Yılın Otomobili – İspanya
  • Çek Cumhuriyeti Filo Ödülleri 2018: Fayda kategorisi birincisi – Çek Cumhuriyeti

Yeni Focus’un güvenlik teknolojilerine Euro NCAP’ten 5 Yıldız

Ford Focus, bu yıl ayrıca bağımsız çarpışma testleri gerçekleştiren Euro NCAP’ten en yüksek değerlendirme olan 5 yıldız aldı. Yeni Focus, kuralları Euro NCAP tarafından daha da zorlaştırılan güncel test kriterleriyle gerçekleştirilen çarpışma testinde maksimum güvenlik derecelendirmesini hak eden ilk araçlardan biri oldu.

Veri merkezi sektörünü 2019’da neler bekliyor

Yapay zekâ, nesnelerin interneti ve birden farklı ortama bağlı uygulamaların sürdürülebilir

yapısı önümüzdeki sene önemini giderek artıracak

Türkiye’nin en hızlı büyüyen veri merkezi Radore, 2019 yılında veri merkezi sektöründe yaşanacak gelişmeleri açıkladı. Veri merkezi sektörünün her geçen gün gelişmeye devam ettiğine değinen Radore Veri Merkezi Genel Müdürü Sadi Abalı, “Katma değerli hizmetlerin giderek öne çıktığı dönemleri yaşıyoruz. Yapay zeka, nesnelerin interneti ve hatta bir süre sonra tanışacağımız 5G gibi teknolojiler veri merkezlerinin önemini gün geçtikçe artırıyor. Veri işleme ve analiz etme konularında genel bulut hizmetlerinin yanı sıra özel bulut alanlarının oluşturulması ve sunucu barındırma hizmetlerine gösterilen ilgi artıyor” dedi.

Sadi Abalı, 2019’da veri merkezi sektöründe yaşanması beklenen gelişmeleri şu şekilde sıraladı:

  • İş yükleri uç noktalardan veri merkezlerine kayacak. Akıllı telefonlar, tabletler ve kişisel bilgisayarlar (PC) yoğun birer veri toplama cihazı olmakla birlikte, analitik işlemler için pek de uygun değiller. Yapay zeka, IoT ve benzeri yoğun işlem isteyen konularda bulutta, yani veri merkezinde işlem gören uygulamalar artacak.
  • Veri merkezi sektörünün büyümesi devam edecek. Bulut bilişim ile birlikte veri merkezlerinin metrekare olarak küçülme eğilimine gireceği düşünülürken tam aksine bulut bilişim ve diğer trendler veri merkezlerine duyulan ihtiyacı artırıyor. Genel bulut yerine özel bulut yapılarını oluşturmak isteyen işletmeler, veri merkezlerine yatırımı artıracak.
  • Veri merkezlerindeki AI oranı artacak. İnsandan kaynaklanan hataların en düşük düzeye indirilmeye başlandığı günümüzde veri merkezlerinde de benzer uygulamalara geçiliyor. Sunuculardan, soğutma sistemlerine, ağ altyapısından enerji kaynaklarına kadar birçok sistem birbiriyle bağlatı kurarak kendi çözümünü üretir hale gelecek. IDC’ye göre 2020 yılında kurumların veri merkezlerinde otonom çalışma oranının yüzde 50’yi bulması bekleniyor.

  • Nesnelerin interneti (IoT) veri merkezi operasyonlarını optimize edecek. Günlük olarak yapılan, yama, güncelleme, takip ve ayarlama gibi otomatik olarak gerçekleştirilebilecek.
  • Katma değerli sunucu barındırma hizmeti yaygınlaşacak. IDC öngörülerine göre, kurumların yüzde 40’ı sunucu barındırma harcamalarının çoğunu, temel bağlantı ve tesis giderleri yerine gelişmiş değer yönetimi ve optimizasyon hizmetlerine ayıracak.
  • Bağlı hizmetler artacak. Yeni dijital hizmetler üreten kurumlar bütünleşik uygulamalar ortaya çıkarıyorlar. Bu uygulamalar, daha fazla güvenlik, bulutta ya da sunucunun barındırıldığı yerdeki üçüncü parti veri ya da analiz kaynağı ile bağlantıya ihtiyaç duyacaklar.
Exit mobile version