Haberleri Doğrulama Enstitüsü
Saraya gizlice çıkan CHP’li iddiası nedeniyle Türkiye bir süredir “doğru haber” konusunu tartışıyor. Hem de enine boyuna tartışıyor. Eskiden bu türden tartışmalar gazeteciler arasında yapılırdı, şimdi ise hemen herkes katılıyor. Böyle olması da normal: Artık akıllı telefonu olan herkes potansiyel gazeteci: “Yurttaş gazeteciliği” döneminde yaşıyoruz! “Doğru haber-yalan haber” konusu hemen bütün dünyada gündemde aslında. Epeydir […]
Okumaya Devam EtOkuryazmazlık Üzerine
Türkiye’nin okuryazarlık serüveni çok uzun sürmedi. Bunu tarihsel anlamda ve Avrupa ülkeleriyle karşılaştırarak söylüyorum. Matbaa zaten çeyrek binyıl geç gelmişti. Türkiye’de çoğunluğun okuryazar olduğu zaman dilimi (1950-2000) yarım yüzyıl kadardır. Şimdi “okuryazmaz”lık dönemine geçiyoruz. İlkokul çağında çocukları ya da torunları olanlar fark etmişlerdir. Okula başlayanlar okuryazarlığın ilk yarısını, yani okumayı kolayca başarsalar da iş yazmaya […]
Okumaya Devam EtZaman ve Roman
Bir süredir “Netflix döneminde romanın yaşama şansı var mı?” sorusunu soruyor, aklıma gelenleri bir takım toplantılarda dillendiriyor ya da burada olduğu gibi yazıya dökmeye çalışıyorum. Belli ki bu soru beni ilgilendiriyor. Şundan: Son iki kitabım, yani 29. ve 30. kitaplarım, roman türünde oldu. (“Babıali’de Cinayet: Gazeteciyi Kim Öldürdü?” ve “Ada”) Son iki yılımı roman yazarak […]
Okumaya Devam Et
Bugün Kimi Linç Ediyoruz Arkadaşlar?
Emeritus Prof.Dr.Haluk Şahin
Fazıl Say’ı mı, Ara Güler’i mi, Şükrü Erbaş’ı mı , Yılmaz Özdil’i mi yoksa bir başkasını mı? Bugün kimi parçalara ayırıp duvara asacağız, kimin kanını içeceğiz, kimi rezil rüsva edeceğiz, kimi bitireceğiz? Soruyu birinci çoğul şahsın ağzından sormamın nedeni şu: Fıtri olarak o kapasite doğallıkla ben de var. Dikkat etmezsem ben de bir linççiler güruhuna […]
Okumaya Devam Et