Okuma Süresi:1 Dakika, 5 Saniye

ChatGPT hakkında bir daha yazmayı düşünmüyordum ancak son günlerde akademik camiada yaşananları gördükten sonra son bir kez daha yazmak gerektiğini düşündüm.

Kısaca özetleyelim, yapay zekâ uygulamalarının çok güzel kompozisyon, hatta şiir bile yazabildiğini keşfeden öğrenciler tarafından ödevlerin ChatGPT’ye yazdırılmaya başlanması öğretmenleri telaşlandırdı ve nihayetinde New York okullarda bu uygulamaya erişimi yasaklayan ilk bölge oldu.

Ardından yapılan bir araştırmada, ChatGPT tarafından yazılan makale özetlerinin bilim insanlarının yazdıklarından ayırt edilmesinin güç olduğu ortaya konuldu.

Akademi camiası son şoku ise saygın bir yayınevinde bu hafta yayınlanan bir makalede ikinci yazar olarak ChatGPT’nin yer alması ile yaşadı.

Bunun sonucunda da şu soru tartışılaya başlandı:

Akademik makalelerde yapay zekâ’nın araştırmacıların yerini alması ne kadar doğru?

Bu durum, biraz geçtiğimiz yıl yabancı kitapların yapay zekâ ile çalışan çeviri uygulamaları tarafından tercüme edilmesinin ne kadar doğru olduğu tartışmalarından çok farklı değil aslında!

Kişisel kanaatim biraz şaşırtıcı gelebilir ancak ben bilimsel bir çalışmanın literatür taraması olarak adlandırdığımız kısmının yapay zekâ tarafından yazılmasında hiçbir sakınca görmüyorum. Hatta, yayınevleri tarafından talep edilen fahiş erişim ücretleri yüzünden sınırlı sayıda çalışmaya atıfta bulunabilen araştırmacılar yerine binlerce yayına aynı anda erişim imkânı sunulan bir yapay zekâ uygulamasının çok daha kapsamlı bir şekilde literatür özeti hazırlayabileceğini düşünüyorum.

Hatta, muhtemelen yayınevlerine erişiminin engellenmesi durumunda yapay zekâ’nın bile korsan paylaşım sitelerinden makale ve kitap indirmenin yollarını öğreneceğini düşünüyorum!

Previous post Sevginizi Her Gün Gösterecek Hediyeler Arzum’dan
Next post E-ihracat, 2023’te Rekorlar Kıracak