Dijitalleşirken Bunları Gözden Kaçırmayın!

Okuma Süresi:2 Dakika, 18 Saniye

Nielsen’in Dijital Dönüşüm Raporu’na göre dünya nüfusunun internet kullanım oranı yüzde 53 iken Türkiye’de internet kullanımı yüzde 67 civarında seyrediyor. Ülkemizde insanların sosyal medyada geçirdiği ortalama süre ise ABD ve Çin ile kıyaslandığında yüzde 50 daha fazla… Ancak tabii bu gelişme dijitalleşme anlamına gelmiyor.

IMD (International Institute for Management Development) tarafından yayınlanan “Dijital Rekabet Gücü Raporu”na bakacak olursak; Türkiye genel sıralamada 52. ülke olarak karşımıza çıkıyor. Bilgi düzeyi bileşeninde 59, teknoloji bileşeninde 45, geleceğe hazır olma bileşeninde ise 42. sırada yer alıyor.

Bu veriler ve ilerleme olumlu olsa da dijitalleşme süreçlerinde en kritik olanın doğru adımlar atmak olduğuna değinen online iş platformu SanalUzman.com CEO’su Niyazi Bekiroğlu aksi takdirde sürecin ciddi sekteye uğrayabileceğine değiniyor. Bekiroğlu, “Eğitimden sağlığa, sanayiden tarıma, ulaştırmadan finansa hatta perakendeye kadar akla gelebilecek her sektörde teknoloji ve onun getirdiği yenilikler yani dijital dönüşüm göze çarpıyor. Dijital dönüşümü tetikleyen faktörler arasında değişen tüketici davranışları, teknolojinin ilerleme hızı ve artan dijitalleşme önemli yer tutuyor. Böylece şirketler ayakta kalabilmek için iş modellerini, ürünlerini / hizmetlerini, müşterilerine yaşattıkları deneyimleri, iş yapış şekillerini sorgulayarak dijitalleşmeye ayak uydurmak zorunda kalıyorlar. Bunu yaparken de dijital dönüşüm için Hibrid Bulut, Sanallaştırılmış Ağlar, Hazır Depolama, Veri Analizi, Çok Katmanlı Güvenlik gibi araçlardan yararlanıyorlar. Ancak dijital dönüşümde başarı için dikkat edilmesi gereken birtakım faktörler bulunuyor” diyor.

Dijital dönüşümde sıkıntı yaşamamak için atılması gereken adımları sıralayan Bekiroğlu, “Dijital dönüşümü yanlış anlamak, üst yönetimden destek alamamak, yeterince odaklanamamak, değişime direnmek, hızlı olamamak, yetenek açığı başlıca dikkat edilmesi gereken, kurumları başarısızlığa iten noktalar. Eğer bu koşullar göz ardı edilirse harcanan zaman ve finansman ne yazık ki boşa gidiyor. Dijitalleşme sürecinde unutulmaması gereken en önemli konu çalışan istihdamında yetenek ve yetkinliklere verilen değerdir” dedi.

Yetenek açığına en hızlı çözüm freelance platformlarda

Önümüzdeki dönemde yetkinliğin daha da önem kazanacağını belirten Bekiroğlu, “Nitelikli uzmanlarla çalışmak özellikle orta ve küçük ölçekli kurumlar için maliyeti yüksek bir uygulama. Bu nedenle dijitalleşme süreçlerinde yetenek açığı gibi önemli sıkıntılarla karşılaştıklarını gözlemliyoruz. Bununla birlikte verimliliğin önemini daha çok hissettiğimiz günlerden geçiyoruz. Ölçek ayrımı yapmadan tüm kurumlar, ihtiyaç duyulan projeleri freelance sistemi ile çözme gayreti içinde. Nitelikli uzmanlar ise on – demand ve freelance çalışarak hem kendilerini geliştirme hem de iş tatmini anlamında daha geniş imkanlara ve zamana sahip olabiliyor. Bu da başta KOBİ’ler olmak üzere her ölçekten kuruma paylaşım ekonomisinin getirdiği karlılık ve verimlilik artışını sağlıyor. Özetle dijital çağın getirdiği yetenek açığına freelance platformlar en hızlı çözüm” diyor.

Bilgi teknolojileri, yazılım, finans ve bazı diğer multidisiplin alanlarda uzmanlaşmış kişilerin ve kurumların freelance çalışmaya daha sıcak baktığını anlatan Bekiroğlu, “Ülkemizde yaklaşık 1.2 milyon kişi freelance olarak çalışıyor. Bu rakam genel nüfusun yüzde 1 – 1.5’ine denk geliyor.2023 yılında Türkiye’de nüfusun yüzde 8’inin yani yaklaşık 8.5 milyon insanın freelance çalışması bekleniyor. İş yapış biçimindeki bu eğilim dijitalleşme hızının bir göstergesi” dedi.

Attığınız USB’lere dikkat

Okuma Süresi:1 Dakika, 45 Saniye

Birçok bilgisayar kullanıcısı USB cihazlarını atarken, satarken veya başkasına verirken ne yazık ki verilerin silinmesi konusunda yeterince önlem almıyor. Bilgi güvenliği kuruluşu ESET, İngiltere’de yapılan bir araştırmayı mercek altına aldı. Buna göre ikinci el USB’lerde pek çok kişi hassas verilerini bırakıyor.

İngiltere’de bulunan Hertfordshire Üniversitesi’nden akademisyenler, kaçının hala önceki sahiplerinin bilgilerini içerdiğini görmek için USB’lere yönelik bir çalışma gerçekleştirdi. Araştırmacılar, Amerika Birleşik Devletleri’nde 100 ve İngiltere’de de 100 adet olmak üzere herkese açık platformlardan 200 adet ikinci el harici bellek (USB Memory) satın aldı.

Antivirüs yazılım kuruluşu ESET ve İngiliz tüketici bilgilendirme sitesi Comparitech’in bildirdiğine göre, çoğu USB sürücüsü, önceki sahiplerinden kalan veriler içeriyordu ve bu bilgiler neredeyse hiçbir çaba sarf edilmeden elde edilebilmekteydi.

Örnek vermek gerekirse, 20 kişi depolama cihazlarını temizlemek için herhangi bir girişimde bulunmamıştı.Bu cihazlar basitçe bilgisayara takmak, içeriklerini ortaya çıkarmak için yeterliydi.

Cihazların önceki sahipleri tespit edilebildi

Bununla birlikte, daha sık olmamakla birlikte veriler silinmişti; ancak bu ulaşılamayacak bir yerde oldukları anlamına gelmiyordu. Araştırmacılar yalnızca halka açık veri kurtarma yazılımları kullanarak 135 harici belleğin içeriklerini formatlanmış olsalar bile basit bir şekilde ele geçirilebildiğini ortaya koydu. Bunlar arasından 44 USB sürücü, cihazın önceki sahibinin kimliğini tespit edebilmek için yeterli bilgi içermekteydi.

USB’lerden neler çıktı?

Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, harici sürücülerde bulunan veriler, kurumsal ve yasal belgelerden vergi formlarına, ödeme fişlerinden potansiyel olarak daha da endişe verici bulgulara kadar geniş bir alanı kapsamaktaydı. Bunlar arasında bir arama emriyle, para ve av tüfeği fotoğraflarının yanı sıra, isim ve iletişim bilgileriyle fotoğrafları bulunan orta yaşlı bir adam da yer aldı.

200’den sadece 34’ündeki bilgiler güvenli silinmiş

Bu arada, sadece 34 adet USB sürücü bir yazılım aracılığıyla güvenli şekilde silinirken, sadece bir tanesi şifrelenmişti ve yeni sahiplerin ulaşamayacağı şekilde bu cihazlara saklanan her türlü veriyi ulaşılamaz kılıyordu.

Ne yapılabilir?

Kullanmadığınız, birisine verdiğiniz, satmaya veya çöpe atmaya hazırlandığınızharici disklerdeki verilerinizi silmeye özen gösterin. Bununla birlikte ‘şifreleme’ (encryption) uygulamaları, verilerinizi meraklı gözlerden koruyacak şekilde güvende tutabileceğiniz iyi bir araçtır. Örneğin ESET Smart Security Premium yazılımında yer alan ESET Secure Data özelliği USB’yi şifreler ve parola olmadan verileri ulaşılamaz hale getirir.

Türkiye’de Her Üç Kullanıcıdan Biri İnternette Gizliliğini Nasıl Koruyacağını Bilmiyor

Okuma Süresi:2 Dakika, 25 Saniye

İnternet üzerinde paylaşılan kişisel veri miktarı artmaya devam ettikçe, bir kısım insan çevrim içi gizliliğin hiçbir şekilde korunamayacağını düşünmeye başladı. Kaspersky Labyaptığı son araştırmada, Türkiye’deki kullanıcıların yaklaşık üçte birinin (%37) internette gizliliklerini nasıl koruyacağını bilmediğini tespit etti. Gizlilik tükenişi olarak da adlandırılabilen bu dijital gizlilik sorunlarına karşı çaresiz kalma durumu, genellikle sosyal medyada çok fazla paylaşım yapmaya ve güvenlik risklerini göz ardı etmeye başlamak gibi sonuçlar doğuruyor. Ancak şimdi güvenliği göz ardı etmenin zamanı hiç değil. Gizlilik konusuna önem vermeyen kullanıcılar siber suçlular için kolay bir hedefe dönüşebiliyor.

Türkiye’de insanların neredeyse tamamının (%98) her gün defalarca girdiği internet, artık modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Bu da kullanıcıların kişisel bilgilerini kontrol altında tutmasını inanılmaz derecede zorlaştırıyor. Kaspersky Lab tarafından yapılan son araştırmada, Türkiye’deki kullanıcıların %16’sının kendileri veya aileleri hakkındaki herkese açık olmaması gereken özel bilgilere internette rastladığı belirlendi. 18 yaş altındakiler için ise bu oran META (Orta Doğu, Türkiye ve Afrika) bölgesinde %20’ye ulaşıyor.

İnternette daha az görülür olmak için çaba gösterip bunda başarısız olmak, “gizlilik tükenişi” adı verilen bir duruma yol açıyor. Gizlilik tükenişi, üçüncü tarafların kişisel bilgilerinizden yararlandığına ve buna direnç göstermenin anlamsız olduğuna inanıpsürekli gergin yaşamayla gelişiyor. Gerçekten de bazı insanlar gizlilik ihlallerine karşı yapılabilecek hiçbir şey olmadığını düşünüyor. Türkiye’de kullanıcıların %37’si internette gizliliklerini nasıl koruyacağını bilmiyor, %13’ü ise gizliliklerini artırmayla ilgilenmediklerini belirtiyor.

Gizlilik konusunda hissedilen bu çaresizlik insanların internet üzerindeki davranışlarını da etkiliyor. Türkiye’de kullanıcıların %11’i cihazlarından internete girerken gizliliklerini korumaya yarayan, tarayıcı geçmişini düzenli temizlemek veya çevrim içi takip özelliklerini engelleyen özel eklentiler kurmak gibi ekstra önlemler almıyor.

Kaspersky Lab Tüketici Ürünleri Pazarlama Müdürü Marina Titova, “Veri sızıntılarındaki artışla birlikte kişisel verileri yönetmenin de giderek zorlaşması, tüketicilerin kontrolü kaybettiklerini hissetmelerine ve dijital gizlilik konusunu düşünmekten bıkmalarına neden oluyor. Bu sorunu ortadan kaldıracak sihirli bir çözüm bulunmasa da riski azaltmak için birçok yol mevcut. Temel dijital hijyen ile başlayan bu süreç dijital gizliliği sağlamaya yardımcı olan gelişmiş araç ve teknolojilerin kullanılmasına kadar uzanıyor.” dedi.

Bu sorunu uzun süre görmezden gelmek büyük sorunlara yol açabiliyor. Günümüzde çok sayıda siber suçlu insanların gizliliklerini ihlal edip kişisel bilgilerinden yararlanarak para kazanmaya çalışıyor.

Dijital güvenliğinizi korumak istiyorsanız Kaspersky Lab size şu temel adımları izlemenizi öneriyor:

  • Dijital izlerinizi yönetmeye başlayın. Hesaplarınızın bir listesini tutun ve verilerinize herkesin erişip erişmediğini düzenli olarak kontrol edin. İkinci bir e-posta adresi alın.
  • İnternette dolaşmayı daha güvenli hale getirecek özel dijital araçlar kullanın. Bu araçlar Gizli Gezinti veya web kamerası ya da mikrofona erişebilen güvensiz uygulamaları tespit etme gibi özellikler sunar.
  • Gizlilik ihlali risklerini en aza indiren özelliklere sahip olan, Kaspersky Security Cloud,Kaspersky Secure Connectionve Kaspersky Password Manager gibi güvenilir bir güvenlik çözümü kullanın.

Kaspersky Lab çözümlerinizin verilerinizi ve çevrim içi kimliğinizi nasıl koruduğu hakkında daha fazla bilgi için resmi web sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Tüketicilerin gizlilikleri hakkında neler düşündüğüne dair daha fazla bilgi edinmek için şu adresi ziyaret edebilirsiniz:https://www.kaspersky.com/blog/privacy-report-2019/

Güvenlik Altyapınızı Analogdan Dijitale Dönüştürerek Kablolardan Kurtulun

Okuma Süresi:2 Dakika, 13 Saniye

Güvenlik teknolojilerinde analog çözümler yerini hızla yeni nesil dijital ürün ve servislere bırakırken, mobilite trendiyle birlikte kurumsal dünya da kablolardan kurtulmak istiyor. Özellikle nesnelerin interneti (IoT) ve IP gibi teknolojiler, kablosuz çözüm ihtiyacını vazgeçilmez kılıyor. İş dünyasının dijital dönüşümü, güvenlik ihtiyaçlarını da yeniden tanımlıyor.

Kamu, eğitim, sağlık ve perakende gibi hizmet odaklı sektörlere özel ürün ve çözümlere sahip olan Extreme Networks, Securitas Grup bünyesinde bulunan Y3K ile birlikte şirketlerin tüm güvenlik süreçlerini analogdan dijitale, kabloludan kablosuza geçiriyor. İnsan kaynaklı hataları minimuma indiren, maliyetleri azaltan ve kurumları 7/24 güvende tutan yeni nesil güvenlik önlemleriyle sektör ekstra hız, güvenlik ve verimlilik kazanıyor.

Gartner tarafından geniş ürün portföyü ve güvenilirliği ile kullanıcılarını yarı yolda bırakmayacak lider bir firma olarak tanımlanan, 2017’de Brocade’in veri merkezi ürünlerini portföyüne dahil edip, Avaya’nın ilgili bölümünü de satın alan Extreme Networks, tüm dünyada müşteri memnuniyeti yüksek bir marka olarak tanınıyor.

Ekstrem güvenlik ihtiyacına Extreme Wireless çözümü

Y3K, Extreme Networks çözümleri ile firmaların da bu yeni güvenlik anlayışına uyum sağlamalarına ve yeni teknolojilere geçiş yapmalarına yardımcı oluyor.

Günden güne daha fazla alanda karşımıza çıkan nesnelerin interneti (IoT), IP teknolojileriyle birlikte, uyum sağlanması gereken teknolojilerin başında geliyor. Cihazların birbirleriyle sürekli iletişim halinde olduğu bu sistemler, kaliteli bir kablosuz internet bağlantısını da zorunlu hale getiriyor. Y3K kurumların bu ihtiyacını “Extreme Wireless” çözümüyle karşılıyor.

Modüler yapısıyla her ölçekten firma için ulaşılabilir hale gelen Extreme Networks ürünleri, projenin toplam maliyetini minimuma indiriyor. Bir ağ altyapısındaki tüm switch ailelerini destekleyen ürünler, belirli protokoller ve kurallar çerçevesinde, tüm yapının otomatik olarak algılanmasını sağlıyor. Bu sayede kurulum hızı konusunda da avantaj sağlayan Extreme Networks ürünleri, ölçeklenebilir esnek yapısı ve üçüncü parti uygulamalarla doğrudan haberleşebilmesiyle rakipleri arasından sıyrılıyor. Çok sayıda mobil cihazın birbirine entegre olduğu sistemlerde bile sorunsuz ve hızlı bir ağ altyapısı sunan Extreme Networks, Y3K aracılığı ile proje firmalarına en uygun kablolu ve kablosuz ağ çözümleri sunuyor.

Y3K Güvenlik Teknolojileri A.Ş. hakkında:

2005 yılından bu yana hizmet veren Y3K, video izleme, geçiş kontrol, manyetik kilit ve kilit karşılıkları, aydınlatma, depolama ve veri aktarım, kablolu ve kablosuz ağ bağlantıları, alarm ve yangın algılama gibi elektronik güvenlik sistemlerinden oluşan ürün gamına sahip olup, kalitesi kanıtlanmış 30’dan fazla uluslararası markanın Türkiye distribütörü ve Securitas grup şirketidir. 1934 yılında İsveç’te kurulan Securitas, toplam 58 ülkede, uzman güvenlik hizmetlerinden, teknolojik çözümlere, danışmanlığa ve araştırmaya kadar uzanan geniş hizmet yelpazesi ve 345bin çalışanı ile hizmet vermektedir. Y3K hizmet yaklaşımı; ithalat, dağıtım, satış öncesi eğitim, satış sonrası uzaktan destek ve teknik servis hizmetlerinden oluşur. Bu yapılanma, bir projede ihtiyaç duyabileceğiniz, birbiriyle entegre olabilen onlarca çözüme tek yerden ulaşabilmenizi sağlar. Bu sayede proje firmalarının, doğru ürünü bulma, zamanında ve en uygun koşullarla tedarik edebilme gereksinimlerine en iyi şekilde yanıt verir

Mio MiVue J Serisi Yeni Araç Kamerası

Okuma Süresi:1 Dakika, 10 Saniye

Yeni Mio MiVue™ J Serisi araç kamerası, hiç bir detayı kaçırmamanız için yüksek kaliteye sahip kayıt imkanı sunarak, hem gündüz hem de gece net bir görüntüye sahip olmanızı sağlar. MiVue™ J85, düşük ışık şartlarında dahi zengin renkler ve muhteşem contrast sağlamak için tasarlanmış olan üstün Sony STARVIS CMOS sensörüne sahiptir.

MiVue™ J Serisi araç kameralarındaki dahili GPS uygulaması, yolculuğunuz boyunca hız ve lokasyon bilgilerinizi kaydeder. Cihaza yüklü gelen güvenlik kamerası verileri sayesinde MiVue™ J serisi araç kamerası, size ne kadar hızlı gidebileceğiniz konusunda bilgilendirir. Ömür boyu güncelleme özelliği sayesinde ise, cihazınızın kullanım ömrü boyunca bu verilere ulaşırsınız. Bunun yanında, MiVue™ J serisi cihazlar çok hızlı gittiğinizde ve yavaşlamanız gerektiğinde dahili ses uyarılarıyla size uyarır.

Ön Çarpışma Uyarı Sistemi, Şerit Değiştirme Uyarı Sistemi, Dur ve Kalk ve bunun gibi bir çok özelliğe sahip Gelişmiş Sürücü Destek Sistemleri yüklüdür. Uyarılar ve alarmlar da gitmek istediğiniz yere güvenle ulaşmanızı sağlamak için sürüş boyunca size bilgilendirir.

Dahili 3-Eksenli G-sensörü ani hareketleri tespit eder. Ani bir hareket tespit edildiğinde, kamera görüntüsü otomatik olarak kaydedilir ve üzerine herhangi bir kayıt yapılmaması için kilitlenir. Bu kayıt sırasında dosyanın bütünlüğünü korur ve böylece olası bir kaza sonrasında dosyanızın nerede olduğunu her zaman bilirsiniz. İster yolculuk hatıralarınız olsun, ister sigortaya vermeniz gereken kayıtlar, videolarınızı anında kopyalayabilir ve taşıyabilirsiniz; MiVue™ J Serisi ile araç kameranızın görüntülerine hızlı ve kolaylıkla erişebilirsiniz. WIFI güncellemeleri ise, MiVue™ J Serisi araç kameralarınızın her zaman güncel kalmasını sağlar.

Hacker Gibi Düşünmeyi Öğrenerek Saldırılardan Korunun

Okuma Süresi:1 Dakika, 53 Saniye

16 yaşında ‘etik dışı’ olarak başlayan hacker’lık kariyerini daha sonra etik yöne çeviren Santhosh Tuppad, bir hacker gibi düşünmek isteyenlere ipuçları verdi.

16 Nisan’da onuncu kez gerçekleştirilecek olan uluslararası yazılım testi konferansı TestIstanbul’un keynote konuşmacılarından biri de Santhosh Tuppad. Bir dönem siyah şapkalı yani etik dışı hacker’lık yapan Tuppad, halen, kurucusu olduğu Test Insane’in CEO’luğunu sürdürüyor. Aynı zamanda, beyaz şapkalı yani etik bir hacker olarak, bu yöndeki becerilerini şirketlere siber güvenlik alanında yardımcı olmak üzere kullanıyor.

Günümüzde şirketlerin siyah şapkalı hacker da istihdam ettiklerini söyleyen Santhosh Tuppad’e göre, bunun en temel nedeni, bu kişilerin yazılımlara yapılan saldırılara yönelik geleneksel olmayan düşünce biçimlerine sahip olmaları. “Eğer şirketler kötü niyetli hacker’larla gerçekten mücadele etmek ve yazılımlarını güvence altına almak istiyorlarsa, bu deneyime sahip birilerine ekiplerinde yer vermemeleri büyük hata olur” diye konuşan Tuppad, “Şuna özellikle dikkat çekmek istiyorum: Ben iyi niyetli yani beyaz şapkalı hacker’ların başarısız olduğunu söylemiyorum. Diyorum ki, çeşitlendirilmiş beceri setine ve deneyime sahip bir ekibinin olması, daha güvenli bir yazılım oluşturmak isteyen her şirket için kesinlikle çok iyi bir bonustur” dedi.

“Etik dışı hareket eden hacker’lardan dünyayı tamamen korumak mümkün olmasa da daha iyi güvenlik sağlayabileceğimize inanıyorum” diyen Tuppad, bir hacker gibi düşünmeyi öğrenmek isteyenlere şu ipuçlarını verdi:

İpucu #1: Suç işlemeyecek olsanız bile, bir suçlu gibi düşünün. Polisiye filmler ve suçlularla ilgili belgeseller izleyin.

İpucu #2: Yasaları anlamadığı ve uymadığı için cezaevine giren insanların hikayelerini okuyun.

İpucu #3: Bunu sadece pratik için yaptığınızı bilen çok yakın arkadaşlarınızın hesaplarını hack’leyin.

İpucu #4: Daha önce zarar verme amacıyla çalışmış, daha sonra etik hacker’lığa geçmiş olan hacker’larla etkileşim kurun.

İpucu #5: Fiziksel altyapıyı bypass etmeyi deneyin. Öncesinde onay alın.

İpucu #6: Sosyal mühendislik saldırıları uygulayın ve diğerlerine fark ettirmeden bilgi toplayın.

İpucu #7: “Mr. Robot” ve “The Scorpion” gibi dizileri izleyin.

İpucu #8: Güvenlik konusunda tanınmış isimlerin kitaplarını ve bloglarını okuyun: Kevin Mitnick, Troy Hunt, Scott Helme ve diğerleri.

Santhosh Tuppad, TestIstanbul 2019’da yapacağı konuşmada 16 yaşında başladığı hacker’lık kariyerinden ve becerilerini nasıl geliştirdiğinden bahsedecek. Yazılım Test ve Kalite Derneği tarafından, Testinium’un ana sponsorluğunda, etkinlik partnerleri Keytorc, Mobven ve Bankalararası Kart Merkezi’nin katkıları ile Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Hotel’de düzenlenecek TestIstanbul 2019’la ilgili ayrıntılı bilgi testistanbul.org adresinden alınabiliyor.

Türkiye Dijitalleşmede Ortalamanın Üzerinde

Okuma Süresi:2 Dakika, 15 Saniye

Hitachi’nin geniş faaliyet alanının teknolojik altyapısını üstlenen ve geleneksel sektörlerden topladığı deneyimle birçok farklı sektöre veri analitiği hizmeti sunan Hitachi Vantara, ulaşımdan enerjiye kadar birçok farklı alanda derin bir tecrübeye sahip.

 

Bu deneyimin arkasındaki önemli isimlerden biri olan Hitachi Vantara Başkan Yardımcısı ve Global CTO’su Hubert Yoshida, doğu ve batı arasında bir köprü vazifesi gören Türkiye’nin önemli ve büyük bir pazar olduğunu ve bu pazara duydukları güven nedeniyle de yatırımlarını ara vermeden sürdürdüklerini ifade ederken, en önemli yatırımı sağlık alanında yaptıklarının özellikle altını çizdi. Yoshida sözlerine şu ifadelerle devam etti: “Dünyada sağlık hizmetleri alanındaki beş genel merkezimizden birini geçen sene İstanbul’da açtık ki bu hamlemiz pazara olan inancımızın net bir göstergesidir. Avrupa’nın en büyük havalimanı unvanına sahip İstanbul Havalimanı ile birlikte yeni bir turizm dalgasının geleceğini öngörüyoruz. İstanbul’dan başlayarak 65 farklı ülkeye birden sağlık alanında hizmet verebilme imkanımız var. Dolayısıyla İstanbul’un konumu oldukça kritik”

 

Türkiye pazarında sağlık alanında kamu ve özel sektör iş birliğiyle yapılan bazı ilgi çekici yatırımlar olduğuna da değinen Yoshida sözlerini söyle sürdürdü: “4 binden fazla yataklı şehir hastaneleri yolda. Yeni teknolojiler de geliyor. ABD’de ve Japonya’da kurduğumuz Hitachi’nin Proton Therapy sistemini sağlık alanında ayrışabilmek adına Türkiye’de de hayata geçirmek istiyoruz ve konuyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Kamu ve özel sektör iş birliği modeliyle bu sistem Avrupa ve Orta Doğu’da bu beceriye sahip tek teknoloji olacak.

 

Akıllı olmak yetmez veriyi de maden gibi işleyebilmeli

Hitachi Vantara sadece sağlık alanında değil, enerji ve Nesnelerin İnterneti konularının sıklıkla ele alındığı Akıllı Şehirler projelerine de ilgi gösteriyor. Akıllı şehir projelerinde gerçek zamanlı veri akışının öneminin farkında olan firma, farklı alanlardan açığa çıkan verilerin koordinasyonu ve analitiğin birleşimini kullanarak, verimli bir sonuç çıkacak biçimde bu verileri işliyor ve analiz ediyor. Bu bağlamda akıllı şehirlerde sensörlerin önemine değinen Hubert Yoshida, “Sensörlerin akıllı şehirlerde yaygınlaşması, Nesnelerin İnterneti konusunu da beraberinde getirdi ve bu konunun öne çıkmasını sağladı. Akıllı şehirlerde internete bağlanan araçlar veya enerji verimliliği sağlayan tesisler gibi örnekler üzerinden doğru yerde ve zamanda toplanan veriler, arka plandaki sistemin işlemesi için kilometre taşı görevi görüyor” dedi.

 

“Dijitalleşme seviyesi kalkınmayla doğru orantılı”

Birleşmiş milletler dijitalleşmeyi birçok farklı açıdan inceliyor. Birçok bilgiyi ve veriyi bir araya getirerek bir sonuca ulaşmaya çalışıyor. Örneğin inceleme yaptığı ülkede kişi başına düşen milli gelir de bu inceleme noktalarından biri. Türkiye’yi bu açıdan değerlendirdiğimiz zaman, dijitalleşmede 100 üzerinden 70 puan alabileceğini tamamen kişisel bir değerlendirmeyle dile getiren Hubert Yoshida, “Bu puan bence ortalamanın üzerinde ve yüksek bir puan fakat kişi başına düşen milli gelire baktığımız zaman o kadar yüksek değil. Benzer bir durum Güney Kore’de de var. 5G altyapıları hazır, tüm dünyada tanınan dev markaları var fakat milli gelirleri istenilen seviyede değil” dedi.

 

Logitech Zone Wireless: Bugünün açık ofisleri için tasarlanan kulaklık…

Okuma Süresi:1 Dakika, 42 Saniye

Logitech bir ilki daha gerçekleştirerek yeni nesil açık ofis ortamında çalışanlar için, iş performansına odaklanan ilk taşınabilir kulaklığı Logitech Zone Wireless ve Logitech Zone Wireless Plus’ı tanıttı. Logitech’in derin ses uzmanlığıyla tasarlanan kablosuz Zone Wireless Serisi, üstün ses kalitesiyle kullanıcıların konferans konuşmaları yapmasına veya müzik dinlemesine olanak sağlıyor. Tek tuşla işler hale getirilebilen Active Noise Cancellation (ANC) özelliğiyle gürültülü ortamlarda dikkat dağıtan sesleri engelleyerek rahat bir çalışma ortamı yaratan ilk UC sertifikalı kulaklık olan Zone Wireless, Qi kablosuz şarj imkanı sağlar.

Açık Ofis Ortamı İçin İdeal

Active Noise Cancellation özelliğiyle Zone Wireless, arka plandaki seslerin derecesi ne olursa olsun engeller ve odaklanarak çalışabilmek için uygun ortamı yaratır. Yumuşak suni deriden yapılmış kulaklık yastıkları ve silikon kafa bandı desteğiyle Zone Wireless Serisi tüm gün rahatça kullanabilir. 15 saat konuşma ve müzik dinleme kapasitesine sahip kulaklar, 30 metrelik kullanım mesafesine sahiptir. Berrak bir konuşma deneyimi için ayrıca Active Noise Cancelling özelliği bulunan bir de mikrofonu mevcuttur.

Hareketli İş Stili

Yeni nesil hareketli ve açık ofis tarzı çalışma sistemi için mükemmel olan Zone Wireless Serisi kulaklıklar, Easy-Switch teknolojisiyle Bluetooth ve Bluetooth alıcı üzerinden kolayca akıllı telefona ve bilgisayara bağlanabilir. Bir kez indirilebilir companion uygulaması Logitech Tune’a bağlanıldığında, kullanıcılar uygulamayı kullanarak, kulaklığı sessize alabilir ANC teknolojisini devreye sokabilir, ses ayarlarını yapabilir, bass tonunu kendi zevkine göre ayarlayabilir ve aynı zamanda ürün güncellemelerini yapabilirler.

Sezgisel ve Basit Kullanım

The Zone Wireless ara yüzünün kullanımı konuşma esnasında ya da müzik dinlerken bile son derece basittir. Çağrı cevaplamak/reddetmek veya müziği başlatmak/durdurmak için basitçe kulaklığın merkezinde yer alan ana tuş kullanılır. Ayrıca kullanıcılar mikrofonu yukarıya kaldırarak da kulaklığı rahatça sessize alabilir. Bir iş gününün sonunda Qi kablosuz şarj cihazına yerleştirilen veya USB kabloyla şark edilebilen basitçe Zone Wireless, kullanılmadığı zamanlarda katlanarak yerden de tasarruf eder.

Ortaklıklar

Skype tarafından sertifikalandırılan ve Microsoft Teams’den onay alan Zone Wireless Serisi mükemmel kullanıcı deneyimi için Google Cloud, Zoom, Fuze, Unify, TrueConf ve StarLeaf ile iş birliği yapmaktadır. Zone Wireless Serisi ayrıca Cisco WebEx, Cisco Jabber, and Go-To-Meeting gibi en popüler konferans ve ses uygulamalarını desteklemektedir.

Nokia 3.1 Plus 1399 TL Fiyatıyla Türkiye’de

Okuma Süresi:3 Dakika, 3 Saniye

Nokia telefonlarının evi HMD Global, 6 inç HD+ ekranı ile içerik deneyimlerinde çıtayı yükselten ve iki günlük pil ömrü sunan akıllı telefonu Nokia 3.1 Plus’ın 1399 TL fiyatı ve KVK güvencesiyle Türkiye’deki kullanıcıların beğenisine sunulduğunu duyurdu. Çift kameraya sahip en ekonomik Nokia akıllı telefon olan Nokia 3.1 Plus, en hızlı güncellemeleri almasıyla en iyi Android deneyimini sunuyor.

Üst düzey deneyim sunan Nokia akıllı telefon portföyünü erişilebilir kategoride genişlettiklerini belirten HMD Global Türkiye Genel Müdürü Sertaç Şener, “Türkiye’deki kullanıcıların beklentilerini karşılayacak ürünleri uygun fiyatlarla ülkemize getirmeye devam ediyoruz. Geniş ekranı, çift kamerası, iki günlük pil ömrü ve sekiz çekirdekli işlemcisiyle Nokia 3.1 Plus, Nokia’nın alışılmış yüksek kalitesini tüketicilerle buluşturuyor. Akıllı telefon sektöründe çıtayı daha da yükseğe çıkarırken, bütçe dostu ürünleri önceliklendiriyoruz” dedi.

6 inç ekranda maksimum eğlence

Nokia 3.1 Plus, 6 inç HD+ ekranı ve 18:9’luk ekran oranı ile kendi kategorisinde harika görüntüleme deneyimi sunuyor. Video izleme ve sosyal medya için ideal olan telefon, ekrana favori haber akışlarınızı, uygulamaları ve videoları daha rahat sığdırmanıza olanak tanıyor. İki güne varan pil ömrü sunan 3500 mAh bataryasıyla, Nokia 3.1 Plus, şarj takviyesi yapmanıza gerek kalmadan, film izleme keyfini sonuna kadar çıkarmanızı sağlar.

Çift arka kamerayla profesyonel çekimler yapın

13 MP Faz Algılamalı Otomatik Odaklama özelliğine sahip ana kamera sayesinde, az ışıkta bile, hızlı ve doğru odaklama yaparak yakalayacağınız net görüntülerle, fotoğrafçılıkta bir adım öne çıkın. Arka kamerada da seçilebilir bokeh derinliği ile profesyonel çekimler yapmanızı sağlayan ve bulanıklığı fotoğraf çekildikten sonra bile ayarlayabilmenize olanak tanıyan, arka derinlik algılı çekim için 5 MP sensör bulunur. Önde ise selfie’lerinizin öne çıkmasını sağlayan 8 MP bir kamera yer alıyor. Sekiz çekirdekli çip set ile desteklenen, yüksek kaliteli çift kamerayla fotoğraf çekimi ve yapay zekâyla hızlandırılmış deneyimler sağlayan Nokia 3.1 Plus, üst düzey fotoğraf çekim özelliklerini erişilebilir bir fiyat noktasında sunuyor.

Çoklu iş deneyimi için güçlü performans

MediaTek Helio P22 sekiz çekirdekli işlemcinin yüksek performans ve güç verimliliği dengesi sayesinde, Nokia 3.1 Plus en uygun düzeyde verimlilik için temel görevler esnasında daha az sayıda çekirdek kullanarak ihtiyacınız olan gücü, en çok ihtiyacınız olan zamanda sağlar. Çip seti ayrıca sürekli yüksek performans ve tutarlı şekilde güvenilir deneyim sunmak üzere video izleme gibi güç gerektiren görevlerde performans artışı sunar.

Hassasiyetle yerleştirilmiş, CNC makinesinde işlenmiş arka alüminyum kapak akıcı ve kusursuz bir tasarım verir ve etkileyici dayanıklılık için basınçlı döküm metal yapı ile birlikte kullanılır. Nokia 3.1 Plus’ın mat, elmas kesim detaylarına sahip, fazlasıyla dokunsal kaplaması ve eğimli 2.5D camı, elinizde bir Nokia akıllı telefondan bekleyeceğiniz, özel yapım duygusunu verir.

Android 9 Pie ile her zaman temiz, güvenli ve güncel

Nokia 3.1 Plus, Google ile özel anlaşma çerçevesinde müthiş bir depolama alanı ve sıra dışı pil ömrü sunuyor. Ayrıca, yapay zekâdan güç alan, Google tarafından geliştirilmiş en son yeniliklerle donatılmıştır. Nokia 3.1 Plus, üç yıl boyunca aylık güvenlik yamaları ve iki yıl boyunca işletim sistemi güncellemeleri alacak. Nokia 3.1 Plus, bu sayede piyasadaki en güvenli telefonlar arasında yerini alıyor. Google Assistant ve ücretsiz sınırsız yüksek kaliteli fotoğraf depolama olanağı sağlayan Google Fotoğraflar da dahil olmak üzere, en yeni Google hizmetleri ile daima güncel kalıyor.

Nokia 3.1 Plus, Google Lens, birden çok işi aynı anda yapmak için Resim İçinde Resim ve Google Play de dahil olmak üzere, en son ve en harika özelliklerini keyfini hemen çıkarmaya başlayabilirsiniz. Bir yandan yeni uygulamaları keşfedip çalıştırırken, diğer yandan Android One’ın yapay zekâ desteğiyle, arka planda kullanımı sezgisel şekilde sınırlandırarak pil ömrünü uzatan özellikleri sayesinde iki şarj arasında geçen sürenin uzamasının keyfini çıkarın.

Android 9 Pie güncellemesine hazır olarak kutusundan çıkan Nokia akıllı telefonlar hakkında daha fazla bilgi için www.nokia.com/phones/ adresini kullanabilirsiniz.

Müziği Her Yere Taşıyan Bluetooth Hoparlörlerde İndirim N11.Com’da

Okuma Süresi:38 Saniye

Yaz sezonunun vazgeçilmezi taşınabilir hoparlörler n11.com’da indirimli fiyatlarla satışa sunuluyor. Müziği hayatının hiçbir anından eksik etmeyenlerin tercihi olan Bluetooth hoparlörler hem başarılı ses performansı sunuyor hem de tanışabilir yapıları sayesinde pratikliği bir üst seviyeye çıkartıyor. Evde, sokakta, piknik ve parkta oldukça pratik bir şekilde kullanılabilen Bluetooth hoparlörler şık tasarımları ve estetik görünüşleri ile de öne çıkıyor.

Niş müzik ve ses sistemi markaları arasında en çok tercih edilen JBL, Bang & Olufsen ve Marshall’ın ürünlerine ek olarak Sony, Philips, Boss ve Yamaha gibi markaların birçok farklı modeli de yüzde 32’ye varan indirimlerle n11.com’da satışa sunuluyor. Farklı tasarım ve renklerde birçok Bluetooth hoparlör modeli n11.com’da müzik severleri bekliyor.

 

Acer P8800 Projektör, 4K Deneyimini Yeniden Tanımlıyor

Okuma Süresi:2 Dakika, 4 Saniye

Teknoloji dünyasının yenilikçi markalarından Acer, yeni projektörü P8800’ü satışa sunduğunu duyurdu. Acer’ın 4K çözünürlük ve 5000 lümen parlaklık sunan P8800 projektörü çok yönlü kullanım özelliği, gün ışığında ve geniş alanlarda keskin ve net görüntüler sağlamasıyla dikkat çekiyor.

Acer P8800 ile eşsiz bir 4K deneyimini sunarken 5000 lümen parlaklıkla gün ışığında veya kapalı mekanlarda uzak mesafeden görüntüleri net bir şekilde görmenizi sağlıyor. 1.200.000:1 kontrast oranı ile görüntüleri olağanüstü canlılıkta yansıtan cihaz ile siyahlar son derece koyu; açık tonlar ise parlak biçimde görülüyor. Piksel yoğunluğunun analiz edilmesi ve güçlendirilmesiyle 4K olmayan film veya videoyu da 4K’ya yakın kaliteye yükselten P8800, size vazgeçemeyeceğiniz keyifli bir dünya sunuyor.

Gerçekçi görüntülere hayran kalacaksınız

HDR ve Rec. 2020 uyumluluğu sayesinde genişletilmiş kontrast oranı ve renk paleti ile daha gerçekçi ve daha doğal görüntüler sunan Acer P8800, AcuMotion teknolojisi sayesinde hızlı hareket eden nesnelerin ekranda zıplarken dahi ayrıntılı bir görünümünü size sunuyor. En son HDR özelliklerinde tanımlanan Rec. 2020 teknolojisi, yeşilin farklı yeni tonlarını yeniden üreterek ve çeşitli mavi ve kırmızı renklerde iyileştirmeler sunuyor. Sinema benzeri renk doğruluğu sunan üründe renkler, Rec. 7091 renk standardıyla gerçeğe en yakın düzeyde doğruluk elde edecek şekilde kalibre edilmiştir. P8 Serisinde bulunan DICOM özelliği (Tıpta Dijital Görüntüleme ve İletişim), röntgen veya bilgisayarlı tomografi gibi yaygın olarak tıp alanında kullanılan görüntüleri simüle etmeye yarayan bir mod olarak da dikkat çekiyor.

P8800 işlevselliği yeniden tanımlıyor

Merkezi lens tasarımı ile zahmetsiz kurulum gerçekleştirmenizi sağlayan Acer P8800, ekstra ayarlamalar yapma zorluğundan da sizi kurtarıyor. Ayarlanabilir tekerlekler yardımıyla yatay ve dikey lens kaymalarını daha iyi kontrol ederek hassas bir şekilde yansıtma imkanı sunan cihazın uzaktan kumandalı ve motorlu 1,96X1 yakınlaştırma ve odaklama özelliği ile en etkili kurulum noktasını bulmak da kolay bir hal alıyor.

Çok sayıda G/Ç bağlantı noktası seçeneği, beklediğiniz görüntü kalitesini sergilemek için ihtiyaç duyduğunuz işlevselliği ve teknolojiyi sunarken, HDMI 2.0 üzerinden 4K içeriği korumak üzere tasarlanmış bir teknoloji olan HDCP 2.2 (yüksek bant genişliğinden Dijital İçerik Koruması), içerik, kimlik doğrulama kontrolünün ardından dijital onay gerçekleştirerek içeriğe izin veriyor.

P8800 ayrıca, Crestron® Ağ Sistemi özelliğiyle internet bağlantısı ile cihazınızı istediğiniz yerden kontrol etmenize, kullanmanıza ve izlemenize olanak tanırken, Crestron Roomview® teknolojisiyle tesisinizdeki tüm odaları takip edebilmenizi sağlayarak AV yöneticilerinin her odayı yönetip desteklemelerine olanak tanıyan bir yazılım aracı da sunuyor. Web tabanlı Crestron Flash® programına da sahip olan cihaz, LAN aracılığıyla tüm kontrolü size veriyor.

Fiyatlandırma

Mayıs ayında Türkiye’de satışta olması planlanan Acer’ın yeni projektörü P8800’ün tavsiye edilen son kullanıcı fiyatı 29.199 TL + KDV.

​Dünyanın En Büyük Robotik Etkinliği Marmara Park’ta!

Okuma Süresi:51 Saniye

Dünyanın en büyük robot yarışmaları için tercih edilen platform olan VEX IQ OFF-SEASON Robotik Turnuvası Marmara Park AVM’de başlıyor. Lise düzeyinde 25’in üzerinde takımın katılacağı turnuva, 8-16 Nisan tarihlerinde Marmara Park AVM’de gerçekleşecek ve tüm İstanbullular tarafından ücretsiz olarak takip edilebilecek.

Kar amacı gütmeyen Robotics Education & Competition (REC) Vakfı, her yıl ülke genelinde 3 farklı kategoride robotik etkinlikleri düzenliyor. Vakıf, VEX IQ Yarışması’nı ilkokul ve ortaokul öğrencileri için, VEX Robotics Yarışması’nı ortaokul ve lise öğrencileri için, VEX U Yarışması’nı ise üniversite öğrencileri için düzenliyor.

13-14 Nisan tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek turnuvaya, lise düzeyindeki 25’in üzerinde öğrencilerden oluşan takımlar katılacak ve birbirleriyle kıyasıya bir mücadeleye girecek. Marmara Park AVM’de gerçekleşecek olan turnuva ziyaretçiler tarafından da anlık olarak takip edilebilecek. 10:00-20:00 saatleri arasında ücretsiz olarak takip edilebilecek turnuvada öğrencilerin oluşturacağı takımlar, özel olarak hazırlanan yarışma sahalarında oyun kuralları çerçevesinde en fazla puanı toplamaya çalışacaklar. Turnuvanın sonunda rakiplerine üstünlük sağlayarak finale kalmayı başaracak yarışmacılar ise sürpriz ödüllerin sahibi olacak.

Logitech’in Hayatı Kolaylaştıran İpad Pro Klavyesi Slim Folio Pro Türkiye’ye Geliyor!

Okuma Süresi:59 Saniye

Logitech’in iPad Pro’lar için geliştirdiği ve pek çok farklı özelliği barındıran klavyeli kılıf Slim Folio Pro; koltukta, kafede, yolda veya uçakta kısacası her yerde iPad Pro’larıyla çalışmayı tercih edenler için daha akıllı ve verimli bir çalışma imkânı sunuyor. Logitech’in 20 yıllık klavye deneyimiyle tasarlanan bluetooth klavyesi, dizüstü bilgisayarlardaki yazma deneyimini iPad’e taşıyor. Yazma, çizme ve okumadan oluşan üç kullanım moduyla çok yönlü bir kullanım sağlayan Slim Folio Pro kılıf, Apple Pencil tutucusuyla da daha kolay çizim ve yazı yazmaya imkan veriyor. Ürünün, önümüzdeki aylarda Türkiye’de satışa sunulması bekleniyor.

Slim Folio Pro, ince ve hafif tasarımıyla, kılıfa ekstra bir ağırlık ve kalınlık getirmeden çizilmelere ve darbelere güçlü bir koruma sağlıyor. Pilleri kolayca değiştirilebilen ve katlanabilen kılıfıyla birlikte ayarlanabilir klavye aydınlatması, çıkartılabilen modüler klavyesi ve iOS kısayollarıyla, işlevsel kullanım ve güvenilir koruma sunuyor. Ürün, tek bir şarj ile 3 aya varan pil ömrüne sahip şarj edilebilen bataryasıyla uzun süreli çalışmalara olanak tanıyor.

Slim Folio Pro ürün özellikleri

11-inç iPad Pro için:

  • Uzunluk: 253mm
  • Genişlik: 195mm
  • Yükseklik: 22.55mm
  • Ağırlık: 552.42g

12.9-inç iPad Pro için:

  • Uzunluk: 287mm
  • Genişlik: 230mm
  • Yükseklik: 22.46mm
  • Ağırlık: 707.43g

Türk Oyunu Pixel Shot 3D Amerika da En Çok İndirilen Oyun Oldu

Okuma Süresi:1 Dakika, 11 Saniye

İstanbul temelli oyun şirketi Rollic, kuruluşlarının üzerinden henüz 3 ay geçmişken, Ruby Game Studio ile birlikte yayınladıkları oyun Pixel Shot 3D ile Amerika’da top uygulama listesine girdi. Yayınlandığı hafta sonu 300.000’den fazla kullanıcıya erişerek aksiyon oyunları içinde 1. sıraya yükseldi. Amerika listelerinde tüm oyunlar içinde 6. sıraya çıkarken, tüm uygulamalar içinde de 7. Sırada yer aldı.

Pixel Shot 3D
Yayınlandığı hafta sonu mobil oyunlar arasındaki rekabette öne geçip yüz binlerce oyuncunun dakikalarca oynadığı oyun, Pixel Shot 3D, hyper-casual oyun türünün başarılı örnekleri arasındaki yerini aldı. Rollic ve Ruby Game Studio ortaklığı ile yayınlanan oyun geçtiğimiz hafta sonu Amerika’da en çok indirilen 6. oyun olurken, aksiyon oyunları içinde ilk sırada yer aldı.

Kullanıcıların topları atarak renkli küpleri devirdikleri oyun, eğlenceli arayüzü ve titreşim efektleri ile yarattığı görsel dünyanın içinde bir o kadar da gerçekçi. Tek parmak ile ekrana dokunarak kolaylıkla oynanmasıyla özellikle toplu taşıma araçları kullananlar için boş zamanları değerlendirmenin eğlenceli yollarından biri.

Rollic kurucu ortaklarından Burak Vardal oyunun başarısını; “Kullanıcıların ellerinden bırakamayacakları bir oyun yaratmak için hem görsel hem de teknolojik efektleri en iyi şekilde kullanmaya çalıştık. Böylece Pixel Shot 3D hem izlemekten hem de oynamaktan keyif aldıkları bir oyun haline geldi. Bir hafta sonu içinde en çok indirilen oyunlar sıralamasında en üst sıraya taşımamızın da arkasında kullanıcılardan gelen talep yatıyor.” diyerek açıkladı.

Rollic, Pixel Shot 3D oyununun dünya lansmanını bu hafta yapacak. Öncesinde oyunu denemek isteyenler için AppStore linki: app.adjust.com/e5n4sg3

Bosch’un Sanayi 4.0 İle Milyar Değerinde Satış Başarısı

Okuma Süresi:5 Dakika, 14 Saniye

Büyüme: Bosch, üretim ve lojistiğe yönelik ağa bağlı sistemlerle yıllık bir milyar Euro değerinde satış yapmayı planlıyor.

„Verimlilik: Sanayi 4.0 ile sonuç alınıyor. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Rolf Najork, “Sanayi 4.0 başarılı oluyor. Dijital ve ağa bağlı çözümler, fabrikaları daha etkili, daha esnek ve daha üretken hale getiriyor.” dedi.

„Teknoloji: Bosch, Hannover Messe’de bir otonom taşıma sistemini, yapay zekânın kullanıldığı görsel hata tespitini ve 5G özellikli 3D yazıcıyı sergiliyor.

„Ortaklık: Bosch için önemli bir pazar teşkil eden İsveç, Hannover Messe’nin bu yılki ortak ülkesi

Almanya- Son 4 yılda Bosch Sanayi 4.0 uygulamaları ile 1.5 milyar Avro değerinde satış gerçekleştirdi ve 2022 yılı itibarıyla yıllık 1 milyar Avro’nun üzerinde satış hedefliyor. Şirket geleceğin fabrikasını Hannover Messe’de sergiliyor: Otonom taşıma araçları parçaları dijital çalışma alanlarına taşıyor, robotik çözümler çalışanlara üretimde destek oluyor ve kalite kontrolü ise yapay zekanın yardımıyla gerçekleşiyor. 5G sayesinde, makineler ve sistemler arasındaki iletişim sorunsuz ve neredeyse gerçek zamanlı olarak yürütülüyor. Bosch vizyonu gerçeğe dönüştürüyor.

Sanayi 4.0, rekabet gücünü artırıyor

Bosch Sanayi 4.0’ın potansiyelini çok erken fark etti: Lojistik ve üretimi bağlamaya 2012 yılında başladı. Bu strateji rekabeti artırıyor ve Bosch’un Sanayi Teknolojileri iş sektöründeki büyümesini kuvvetlendiriyor. Ön rakamlara göre büyüme yüzde 8.9 oranında gerçekleşti. Satış 7.4 milyar Avro’ya yükseldi. Sanayi Teknolojileri iş kolu sağlam bir büyüme kaydediyor. Ön rakamlara göre bu iş kolu, geçtiğimiz yıl yüzde 8,9 oranında büyüdü. Kur etkisinden arındırılmasının ardından bu büyüme yüzde 11 olarak ölçüldü. Satışlar 7,4 milyar Euro’ya çıktı. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Rolf Najork, “Sanayi 4.0 başarılı oluyor. Dijital ve ağa bağlı çözümler, fabrikaları daha verimli, daha esnek ve daha üretken hale getiriyor” dedi. Bosch projeleri bunu doğruluyor. Örneğin, Bosch’un Almanya’nın güneyinde Blaichach’ta bulunan fabrikası, tesisleri genişletmeden ve şirket alımı yapılmadan son 6 yıllık dönemde ABS ve ESP hacimlerini yüzde 200 artıran modern üretim teknolojilerini kullanmaya başladı.

Bosch, otonom taşıma sistemleri ile iç lojistik pazarına giriş yapıyor

Malzemeler üretim hattına doğru zamanda ve doğru miktarda ulaşmazsa yüksek seviyede otonom üretimin anlamı nedir? Najork, “Geleceğin fabrikası fikrini mantıksal sonuca getirdiğinizde, üretimin ve lojistiğin tek bir öğe olarak düşünülmeye başladığını görüyorsunuz. Bu, Sanayi 4.0’un uygulamada başarılı olmasının tek yoludur” dedi.

Bosch Rexroth, Hannover Messe’de ActiveShuttle ürününü sergiliyor. Bu otonom taşıma aracı, malzemeleri depodan alarak üretim hattında tam olarak bulunmaları gereken noktaya taşıyor. Bir entegre hub platformu, otonom yüklemeyi ve boşaltmayı kolaylaştırıyor, böylece işçilerin tek bir parmağını bile oynatmasına gerek kalmıyor. Lazer tarayıcılar ile donatılan ActiveShuttle kendi güzergâhını bulabiliyor, diğer araçları ve insanları algılayabiliyor ve aynı zamanda öğrenebiliyor. Taşıma sistemi, tesisle ilgili kendi haritasını oluşturuyor ve sürekli olarak bu haritayı güncelliyor.

Yazılım, Sanayi 4.0’ın temelini oluşturuyor

Geleceğin fabrikasının başarılı olmasında üç temel direği çalışanlar, makineler ve veriler oluşturuyor. Ancak bu unsurların birlikte uyum içerisinde çalışmalarını sağlamak için akıllı yazılımlara ihtiyaçları var. Bosch Ağa Bağlı Endüstri iş birimini yöneten Dr. Stefan Aßmann, “Sanayi 4.0’ın yazılımdan ayrı düşünülmesi mümkün değildir. Bosch Ağa Bağlı Endüstri iş birimimizle, Sanayi 4.0 alanındaki lider konumumuzu daha da geliştiriyoruz, yazılım ve servis uzmanlığımızı Nexeed adı altında bir araya getiriyoruz” diye konuştu.

Bu birim, şirketin müşterilerinin nakliye işlemlerini takip etmesine, ürünleri hızlı ve verimli bir şekilde üretmesine ve bu ürünleri güvenli, emniyetli ve zamanında teslim etmesine yardımcı oluyor. Bir örnek vermek gerekirse, Nexeed Track and Trace kullanıldığında yükün kendisi konum, sıcaklık ve titreşim bilgilerini iletiyor. Bu, lojistik uzmanlarının yükün durumunu her an takip edebileceği ve ürünlerin zamanında varıp varmayacağını belirleyebileceği anlamına geliyor.

Yapay zekâ, geleceğin önemli bir teknolojisi

Yapay zekânın yardımıyla makineler, nasıl akıllı olunacağını ve nasıl tahminde bulunacağını öğrenebiliyor. Makinelerin insanları zaman alıcı, yorucu işlerden kurtarması büyük bir potansiyel doğuruyor. Najork, “Bosch, yapay zekayı ana teknolojilerden biri olarak görüyor. Hedefimiz, 2025 yılı itibarıyla tüm Bosch ürünlerinin yapay zekâyla donatılması veya yapay zekanın ürünlerin geliştirilmesinde ve üretiminde bir rol oynamasıdır.” derken, Bosch bu hedefi başarabilmek için güvenli, sağlam ve açıklanabilir yapay zekaya odaklanıyor.

Bosch, Hannover Messe’de görsel kalite kontrolüne yönelik yapay zekâ tabanlı bir sistem olan ViPAS’ı sergileyecek. Bir tutucu kol, en son kamera teknolojisi ve akıllı yazılımlarla donatılan sistemin kullanılması kolay ve rahat. Nuremberg’deki Bosch fabrikasında gerçekleştirilen bir pilot projede ViPAS, yüzde 99,9’luk başarı oranı ile 12.000 test prosedürünü tamamladı. Bu, ViPAS’ın neredeyse mükemmel bir doğrulukla parçaları ‘uygun’ veya ‘uygun değil’ şeklinde ayırdığı anlamına geliyor. Bir sonraki aşama ise teknolojiyi çeşitli fabrikalarda kullanıma hazır hale getirmek üzere ViPAS’ı şirket içerisinde daha fazla geliştirmek olacak.

5G, Sanayi 4.0’ı hızlandırıyor

Yeni 5G mobil iletişim standardı, birçok Sanayi 4.0 uygulamasında önemli bir role sahip. 5G, verileri önceki standarda göre 100 kata kadar daha hızlı iletiyor. Güvenilirlik artarken, veri aktarımındaki gecikmeler ise en aza iniyor. Bosch 5G Ağa Bağlı Endüstriler ve Otomasyon Birliği (5G-ACIA) Araştırmacısı ve Başkanı Andreas Müller, “5G, geleceğin fabrikasında merkezi sinir sistemi olacak” öngörüsünde bulunuyor.

Bosch, endüstrinin gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için yeni mobil standardı en başından itibaren şekillendirmek üzere, 2018 yılında kurulan organizasyona başkanlık ediyor. Girişim, bugüne kadar dünyanın dört bir yanından 40’ın üzerinde şirketi ve araştırma kurumunu bir araya getirdi. Bosch, bu yıl sona ermeden önce 5G’yi kendi fabrikalarında test etmeyi planlıyor.

Öte yandan Bosch, Hannover Messe’de iş ortakları Nokia, Qualcomm ve BigRep ile birlikte yeni standardın avantajlarını sergileyecek. Şirketler, bunu yapmak için ilk kez 5G’nin yardımıyla bir 3D yazıcıya bağlanabilirlik özelliği getiriyor. Bu, normalde makineye entegre edilmiş olabilecek kontrol öğelerinden bazılarını çıkartarak bunların bir yerel üretim bulutundan kullanılmasını mümkün hale getirecek. Bu özelliğe sahip makineler daha küçük, daha ucuz ve bakımları da daha kolay olacak.

İsveç, Bosch’un stratejik açıdan önemli bir iş ortağı

Bu yıl Hannover Messe ortak ülkesi olan İsveç, Bosch için önemli pazarlar arasında bulunuyor. İsveç’te 1904 yılından beri varlığını sürdüren şirket, bu ülkedeki 9 lokasyonda 1.600’ün üzerinde çalışana sahip ve 2018 yılında İsveç’te yaklaşık 1,1 milyar Euro’luk satış yaptı. Bosch, burada da kalite ve hizmeti iyileştirmek üzere ağa bağlı çözümlere odaklanıyor. Örneğin, İsveç’in doğusunda Mellansel’de bulunan Bosch Rexroth fabrikası, Hägglunds marka yüksek performanslı hidrolik sistemlerle sensörleri ve bulut tabanlı uygulamaları birbirine bağlıyor ve makine öğrenmesi yöntemleri kullanıyor. Bu da sürüş sistemlerinin verimliliğini ve hazır bulunurluğunı arttırıyor. İsveç’in en kuzeyinde yer alan Kiruna şehrindeki demir cevheri madeninde faaliyet gösteren LKAB şirketi, Bosch’un Sanayi 4.0 çözümünü uygulamaya sokan müşteriler arasındayer alıyor.

Exit mobile version
%%footer%%