Boyun Ağrılarına Kayropraktik Tedavi

Tüm gün bilgisayar karşısında çalışma ve günlük iş hayatındaki gerginlikler boyun ağrılarının artmasına neden oluyor. Masa başında çalışan insanların yaşamının bir bölümünde boyun ağrıları ile karşılaşabildiğini vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı, Kayropraktist Prof. Dr. Semih Akı, “Günlük hayatta alınabilecek basit önlemlerle boyun ağrılarının oluşmasını önlemek mümkün. Ayrıca boyun ağrılarına kayropraktik yöntemlerle de çözüm bulabiliyoruz” şeklinde konuştu.

Boyun ağrılarının ağrı kesicilerin yanı sıra gün içinde uygulanan sıcak-soğuk kompresler ile de giderilebildiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı, Kayropraktist Prof. Dr. Semih Akı, “Bu yöntemler var olan ağrıların giderilmesi için kullanılır. Bunun yanı sıra kayropraktik tedavi yöntemleriyle de sonuca ulaşılabilir. Boyun, sırt ve bel ağrılarından cerrahi müdahale gerekmeden, omurgaya el ile yapılan uygulamalar içeren kayropraktik tedavi ile kurtulmak mümkün. Anadolu Sağlık Merkezi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, Kayropraktik (Omurga Sağlığı) Ünitesi’nde el ile müdahale edilen omurganın sağlıklı pozisyonuna geri getirilmesi hedefleniyor ve sıkışmış sinirlerin üzerindeki baskının ortadan kalkması amaçlanıyor” dedi. Kayropraktik tedavi yönteminden yoğun olarak 18-65 yaş arasında, özellikle çalışma hayatındaki aktif yetişkinlerin yararlandığını belirten Prof. Dr. Semih Akı, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir araştırmaya göre kayropraksi uzmanlarının omurga rahatsızlıklarının yüzde 90’ını tedavi edebildiğini söyledi.

Prof.Dr. Semih Akı, boyun ağrılarını önlemek için şu önerilerde bulundu:

  • Masa başı çalışanlar sık sık gerinmeli ve masa başında basit egzersizler yapmalı. Omuzlar yukarı doğru kulak hizasına kadar yükselttikten sonra düşürülebildiği kadar düşürülerek 5 kez tekrar edilmeli. Ayrıca kürek kemikleri birleştirilerek beş saniye durduktan sonra gevşeme egzersizi yapılmalı. Yan boyun kaslarını esnetmek için oturur pozisyonda sol elle koltuğun oturağına tutunarak gövde ve boyun zıt tarafa doğru eğilmeli ve bu hareket sağ elle de tekrar edilmeli.
  • Olabildiğince hareket edilmeli. Düzenli fiziksel aktivite yapan bireylerin tekrar eden boyun ağrısı geliştirme olasılığı daha azdır.
  • Çalışma masa ve koltuğu ekran göz hizasına gelecek şekilde düzenlenmeli.
  • Yüzüstü yatılmamalı. Yüzüstü yatmak boyna fazladan yük bindirir. Boynunuzun doğal kıvrımını destekleyecek bir yastık seçilmeli.
  • Zihinsel stres oranı düşürülmeli. Boyun bölgesindeki gerilmeler kas zorlanmalarına neden olabilir.
  • Araçtaki kafa desteği ayarlanmalı. Doğru ayar, başı ve boynu daha iyi destekler.
  • Telefonda konuşurken ahize kafa ve omuz arasında sıkıştırılmamalı. Telefonda çok konuşuluyorsa kulaklık-mikrofon kullanılmalı.
  • Dişler sıkılmamaya gayret edilmeli. Diş sıkmak boyun kaslarını gerebilir.
  • Uzun süreler araç kullanıyor veya bilgisayar başında çok zaman geçiriliyorsa sık sık mola verilmeli. Boyna fazladan yük bindirmemek için kafa omurgası düz tutulmaya özen gösterilmeli.

Yaşlılara Gereğinden Fazla Yardım Etmek Sağlıklarını Olumsuz Etkiliyor

Yaşlanma süreci vücuttaki tüm organ sistemlerinde yapısal ve fonksiyonel değişikliklere neden olur. Görme, duyma, denge ve konsantrasyon yeteneği, kas gücü azaldıkça yaşlının daha az hareket ettiğine ve başkalarına bağımlı hale gelmeye başladığına değinen Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli, “Yaşlılara iyilik yapmak adına gereğinden fazla yardımcı olmak, yürünebilecek en kısa mesafelere bile arabayla götürmek ve sürekli asansörle inip çıkılmasını sağlamak yaşlıların sağlıklarını olumsuz etkiliyor. Yaşlılar herhangi bir sağlık sorunu yoksa yürüyüş ve basit egzersizler yapmaya özen göstermeli” açıklamasında bulundu.

Hareketsiz olarak kalınan süre birkaç günlük yatak istirahatleri gibi kısa olmasına rağmen vücutta olumsuz etkilerin görülmeye başladığına dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Prof. Dr. Çağatay Öktenli, “Hareketsizlik süresi uzadıkça olumsuz etkiler daha da kötüleşecektir. Hareketsiz kalındığında kısa ve orta vadede eklemlerde hareket kısıtlılığı, kas zayıflığı ve erimesi, kemik erimesi (osteoporoz) ve kıkırdak yıpranması başlar. Kondisyon azalır ve damarlarda pıhtı oluşma eğilimi ve damar tıkanmaları ortaya çıkabilir” dedi. Uzun süre hareketsizliğin akciğerlerin kapasitesini azalarak rutin günlük aktiviteler sırasında bile nefes darlığının görülmesine ve erken yorulmaya neden olabildiğini belirten Prof. Dr. Çağatay Öktenli, “Ayrıca zatürre görülme sıklığı, idrar yapmada zorlanma, idrar kaçırma, taş ve idrar yolu enfeksiyonlarına eğilim artar. İnsülin direnci artar. Bağırsak hareketleri zayıflamıştır, kabızlık gelişebilir ve iştah azalır. Dalgınlık, iç sıkıntısı, depresyon gibi duygulanım bozuklukları ortaya çıkabilir, entelektüel kapasitede azalma görülebilir, dengesizlik olabilir. Bu nedenle mümkün olduğunca egzersizler ihmal edilmemeli” açıklamasında bulunarak yaşlılarda düzenli spor ve egzersizin faydalarını sıraladı.

Yaşlılarda düzenli spor ya da egzersizin yararları

1. Kas kitlesi ve gücü ile ilgili yararları

Yaşlılılarda kas kitlesi azalır ve vücut yağ kitlesinde artış olur. Kas kitlesindeki bu azalma bazal metabolizmayı yavaşlatır, kemik yoğunluğunda ve insülin duyarlılığında azalmalara neden olabilir. Yaşlılılarda kas gücündeki azalma ise hareketsizlik, kalp ve damar hastalıklarının sebep olduğu dolaşım bozukluğu gibi faktörler nedeniyle meydana gelir. Hareketsiz bir yaşamı olan yaşlılarda kas gücünün düzenli spor ve egzersiz yapanlara göre daha azalmış olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle yaşlıların bağımsızlığını artırmak ve yaşlılığa bağlı kronik hastalıkları azaltmak için düzenli spor ve egzersiz ile kas kitlesinin ve kas gücünün artırılması önerilir.

2. İskelet sistemi ile ilgili yararları

Egzersiz yaşa bağımlı kemik doku kaybını azaltıp, kemik mineral yoğunluğu ve total beden mineral içeriğini korur ya da artırır. Yürüme ve egzersizler hem omurga hem de kalça kemik mineral yoğunluğunda artış sağlar ve kemik erimesine bağlı kırıkları önler.

3. Eklemler ile ilgili yararları

Yaşla birlikte yumuşak doku elastikiyetini kaybeder ve eklem hareket açıklığı azalır.Esnekliğin artırılması ile eklem hareket açıklığında artış olabilir ve eklem ağrısı azaltılabilir. İleri yaşlarda romatizmal hastalıklar daha çok görülmektedir ve bu hastalıklarda eklem ağrısının azaltılması, eklem fonksiyonlarının ve hareket açıklığının korunmasında egzersizin rolü çok önemli.

4. Düşme riskini azaltıcı etkisi

Kas güçsüzlüğü ve sonucunda denge ve yürüme bozukluğu, yaşlılarda düşmenin en önemli risk faktörleridir. Egzersiz, kas iskelet sisteminde, kas kütlesinde ve kuvvetinde artma, eklem hareket açıklığında düzelme, dengeyi düzelterek düşme riskini azaltır.

5. Kilo kontrolü ile ilgili yararları

Uzun süre hareketsiz kalındığında kalori ihtiyacında azalma olur ve zaten vücut yağ oranı artma eğiliminde olan yaşlılarda bu kilo artışına neden olabilir. Egzersiz yaşlılarda vücut yağ kitlesinde azalmaya neden olur. Ayrıca yaşlılarda sadece kalori azaltılarak kilo kontrolü sağlanmaya çalışılırsa, yağ kitlesindeki azalma ile birlikte kas erimesi de meydana gelebilir. Bu bağlamda, kalori kısıtlaması ile birlikte yapılacak olan düzenli egzersiz, bazal metabolizmayı ve insülin duyarlılığını artırarak kilo kontrolünde yardımcı olur.

6. Kronik hastalıklar üzerine etkisi

Hareketsizlik koroner kalp hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı gibi kronik hastalıklar için risk faktörüdür. Egzersiz ve spor; kalbin ve akciğerlerin çalışma gücünü ve dokuların oksijen kullanımını artırır, kan akışkanlığını düzeltir, kan basıncını düzenler ve kan yağları üzerinde olumlu etkisi vardır. Spor ve egzersizin insülin duyarlılığı üzerinde yararlı etkileri vardır ve şeker hastalığı gelişimi riskini azaltır. Spor ve egzersiz kabızlığa engel olur, bağırsak kanseri riskini azaltır ve bağışıklık sistemimiz üzerine olumlu etkileri vardır.

7. Ruhsal ve bilişsel fonksiyonlar ile ilgili yararları

Düzenli yapılan spor ve egzersizin depresyon semptomlarını ve iç sıkıntısını azalttığı, uyku kalitesi ve süresini artırdığı, dikkat süresinde uzama yaptığı biliniyor. Düzenli egzersiz ve spor yapan yaşlıların bilinç düzeylerinin yapmayanlara göre daha iyi olmasının sebebinin, beyin kan akımının ve oksijenlenmesinin artmasına ve sinir hücresi yenilenmesinin daha fazla olmasına bağlı olduğu düşünülüyor. Ayrıca spor ve egzersiz, psikomotor beceride artma sonucu daha canlı ve atik olmamızı sağlar, normal günlük işlerinizde yorgunluk hissetmenizi engeller, bağımsızlığı artırır.

Çocuklarla İyi İletişim Kurmanın 9 Yolu

Her ebeveyn çocuğuyla sağlıklı bir iletişim kurmak ister. Ebeveyn olmanın en önemli sorumluluklardan biri olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Figen Karaceylan Çakmakçı, anne ve babalara çocuklarıyla ilişkilerini güçlendirecek 9 öneride bulundu.

Çocuğunuzun dikkatini çekin

  • Talimat verirken, tüm dikkatinin sizin üzerinizde olduğundan emin olun.
  • Konuşurken televizyonu, radyoyu, müziği kapatın.

  • İsmiyle seslenin.

  • Küçük çocukların nazikçe elinden tutarak göz teması kurmaya çalışın.

  • Konuşurken gözlerinin içine bakın.

  • Anlaşılır bir şekilde, bağırmadan konuşun.

Olumlu olun

Çocuğunuza ne yapmaması gerektiğini söylemek yerine ne yapması gerektiğini söyleyin. ‘Lütfen patatesini de ye’ demek ‘Patateslerinle oynamayı bırak’ demekten daha etkilidir.

Kuralları açıkça belirleyin

Kuralları açıkça belirlemek tartışma yaşanmasını engeller. Siz ve ailenizdeki diğer bireyler için gerçekten önemli olan kurallara odaklanın; daha az önemli olanlarla vakit kaybetmeyin.

Çocuğunuzu övün

Çocuğunuz bir görevi tamamladığında veya iyi davrandığında ne kadar memnun olduğunuzu söyleyin. Övgü, övülen davranışın hemen arkasından gelmeli.

Ödüllendirin

Çocuğunuzun bazı davranışlarını değiştirmek ve olumlu davranışları pekiştirmek için ödül sisteminden yararlanın. Bu sistemde; çocuğunuz her iyi davranışı için puan toplar ve belirli bir puana eriştiğinde istediği ve önceden üzerinde anlaşılmış bir ödül kazanabilir. Puanları takip etmek için istediğiniz herhangi bir şeyi kullanabilirsiniz. Örneğin; kavanozun içine her olumlu davranış için bir düğme atarak puanlarını takip edebilirsiniz. Anlaşmanızı “anlaşma kartları” üzerine yazabilir ve bu kartları buzdolabının veya bir mutfak dolabının üzerine asabilirsiniz. Böylece hem çocuğunuz hem siz anlaşmanın ne olduğunu hatırlarsınız.

Huzur Planı

Evde ve ev dışında stresi, karşılıklı gerginliği sonlandırmak için bazı düzenlemeler yapın. Eğer çocuğunuzla birlikte alışverişe çıkmak sizin için zorsa, alışverişi kendi başınıza huzur içinde yapabileceğiniz bir zaman ayarlayın. Eğer birlikte yapacağınız araba yolculuğu size korku dolu anlar yaşatıyorsa, bunu molalarda farklı şeyler yapabileceğiniz iki ya da daha fazla kısa yolculuğa bölmeye çalışın.

Nasıl hissettiğinizi açıkça söyleyin

Çocuğu doğrudan eleştirmek yerine (örn: “yaramazlık yapıyorsun!”), davranışlarının sizi nasıl etkilediğinden bahsedin. (örn: “bu davranışın beni gerçekten çok üzüyor.”)

Tartışmalardan kaçının

Açıkça belirlenmiş kurallar vardır. Bunları siz de biliyorsunuz, çocuğunuz da biliyor. Belirlenmiş kurallar hakkında çocuğunuzla tartışmaya girmeyin. Örneğin; çocuğunuz başka bir çocuğun oyuncağını aldığında “…….lütfen dinozoru ……….’a geri ver. 3’e kadar sayacağım: bir ………… (5 saniye bekleyin) iki ………….. (daha kuvvetli) ……. üç” deyin ve kararlılığınızı çocuğa hissettirip, gereksiz inatlaşmalardan kaçının.

Sakinleşmek için mola verin

Öfkeliyken hiçbir sorunu çözemezsiniz. Çocuğunuzla yaşadığınız kriz anlarında karşılıklı olarak inatlaşmak ve güç savaşına girmek yerine, ilişkiye sakinleşinceye kadar ara verin.

 

 

Aynı Ayakkabı Üst Üste Giyilmemeli

Günlük hayatta yeni alınan ve kalıbı sert olduğu için ayak dokusuna zarar veren ayakkabılar ciddi ayak sağlığı problemlerini de beraberinde getirebiliyor. Görünüşüne aldanılarak satın alınan ve ayak yapısına hiç uygun olmayan ayakkabıların dokuya zarar vererek kişinin dayanılmaz acı ve ağrılar çekmesine neden olabildiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Coşkun Acay, “Yanlış tercihler ve estetik kaygılar sonucunda alınan ayakkabılar ayak dokusuna zarar veriyor, bu zararların önlemi alınmaz ve gerekli bakım yapılmazsa enfeksiyon riskini arttırarak ciddi deri hastalıklarına sebep olabiliyor” dedi. Dr. Acay, oluşan bu yaraların tedavisine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Ayakkabı vurmasıyla oluşan yaralara gerekli müdahale yapılmağı takdirde ciddi sorunların ortaya çıkabildiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Coşkun Acay, “İlk olarak ayakkabının vurduğu yerde oluşan yara ılık su ile yıkanmalı. Yaranın olduğu bölge kurulandıktan sonra yarayı temizleme ve mikropları öldürme gücüne sahip cilt losyonları ile bölgeye pansuman yapılmalı” dedi. Kişi eğer dışarıdaysa ve tekrar ayakkabı giyilmesi gerekiyorsa kapalı pansuman yöntemi ile yaranın enfeksiyon kapmaması için kapatılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Acay, “Bakımı yapıldığı ve darbe oluşturmayacak ayakkabılar tercih edildiği takdirde kişide diyabet ve dolaşım sorunu yoksa yaralar 7 ile 10 gün arasında iyileşir. Bu süre zarfında iyileşmezse ciddi sağlık problemlerinin habercisi olabilir. Bu durumlarda dermatoloji, plastik cerrahi ve ortopedi hekimleri ile görüşülmeli“ uyarısında bulundu.

Dar ve sert ayakkabılardan uzak durulmalı

Oluşan yaralar sonrasına ayak dokusundaki zararı artıracak ayakkabılardan uzak durulması gerektiğini dile getiren Dr. Mehmet Coşkun Acay, “Yaranın daha da zarar görmemesi ve ciddi bir boyut kazanmaması için dar ve sert ayakkabılardan uzak durulmalı. Özellikle ayağa baskı yapan ve ayak yapısına uymayan ayakkabılar tercih edilmemeli” şeklinde konuştu. Uzman Dr. Acay sözlerini “Enfeksiyon riskini artıran etmenlere ayrıca dikkat edilmeli, hijyenik olmayan şartlar, çalışılan ortam ve tercih edilen ayakkabılar ayak sağlığına uygun olmalı“ şeklinde sürdürdü.

Ayak dostu ayakkabılar tercih edilmeli

Günlük hayatta sıkça kullanılan ayakkabıların seçiminin ayak sağlığında önemli bir yeri olduğuna değinen Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Coşkun Acay, “Hava akımına müsaade eden, sentetik ve terleten materyalleri az içeren, dar olmayan, ayak yapısı ile uyumlu, yumuşak ayakkabılar tercih edilmeli. Aynı ayakkabı üst üste giyilmemeli, giyilecekse bu ayakkabılar havalandırılmalı, aşırı nem ve terleme varsa kurutulmalı” açıklamasında bulundu.

Exit mobile version