Okuma Süresi:2 Dakika, 33 Saniye

Her geçen gün hayatımıza daha çok dahil olan dijitalleşme, dünya genelinde online eğitim pazarının büyümesini son derece hızlandırdı. Yapılan araştırmalar da bu durumu kanıtlar nitelikte. Öyle ki, 2020’de 88,33 milyar dolar pazar payına sahip online eğitimin 2026 yılına kadar her yıl ortalama %12,62’lik bir artışla 180,19 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu hızlı büyümenin perde arkasında ise her sektörü iyi kötü bir şekilde etkileyen pandemi süreci bulunuyor. Çoğumuz bu süreçte aksaklığa uğrayan eğitim süreci için yeni çareler arayan birçok kurumun ve bireyin, yoğunlukla online eğitime yöneldiğini gördük. Tabii sadece bireyler ve kurumlar değil, eğitim zincirindeki birçok paydaş da bu süreçten etkilendi. Gelin birlikte nasıl etkilendiklerine bakalım.

  1. Bireyler: Pandeminin ilk başında kişiler, kendilerini eğlendirecek ve evlerinde keyifli vakit geçirmelerine katkıda bulunacak yeni hobilere yöneldi. Ancak zaman geçtikçe birçok kişi daha fazlasını yapmak istedi ve bu durum online eğitim içeriği talebini de artırdı. Yapılan araştırmalar ise online eğitimin, yüz yüze eğitimle karşılaştırıldığında, bilginin kalıcılığını %25 ila %60 arasında artırdığını ve öğrenmek için gereken süreyi %60’a kadar azalttığını kanıtladı. Dolayısıyla çoğu kişinin ömür boyu sürecek bir online eğitim alışkanlığı edinebileceğini de görmüş olduk.

  2. Eğitim Kurumları: Covid-19 pandemisi sırasında 1 milyardan fazla öğrenci neredeyse bir gecede yüz yüze eğitimden online eğitime geçti. Eğitimciler ders içeriklerini uzaktan aktarmayı acele bir şekilde öğrenmek zorunda kaldılar ve bu yeni, benzeri görülmemiş öğretim durumunda etkili eğitim için zorlu bir mücadele başladı. Birçok eğitim kurumu, online eğitim yönetiminin daha kolay olduğunu düşünerek karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmek için e-öğrenim sağlayıcılarına başvurdu. Aslında bu durum, kurumlara büyük bir avantaj sağladı. Bu nedenle yavaş yavaş yüz yüze eğitime dönülse de birçok kurum son on sekiz ayda başarılı olan online eğitim çözümlerinin en azından bir kısmını elinde tutacaktır.

  3. Şirketler: Kurumlar için Covid-19, iş sürekliliği söz konusu olduğunda bir dizi engel ve zorluk yaratan benzeri görülmemiş bir sürece yol açtı. Çalışanların çalıştaylara, konferanslara ve iş eğitimlerine katılımları zorlaştı. Bu süreçte çözüm arayan kurumlar ise online eğitim çözümlerine her zamankinden daha fazla yatırım yaptı. Şu an için hibrit sisteme geçen ya da ofise geçen şirketlerin çoğunlukta olduğunu ve bu durumda kurumların çalışanlarını nasıl eğitecekleri hakkında çelişkiye girdiğini görüyoruz. Ancak online eğitimin, çalışanları konu ile nasıl, ne zaman ve nerede ilgileneceklerini seçme konusunda rahatlattığı ve bu nedenle online eğitim programlarına devam etmeyi seçen birçok çalışan olduğu görülüyor.

  4. Online Kursları Hazırlayan İçerik Üreticileri: Online içeriği oluşturmakla görevlendirilenler için uzaktan eğitim küresel salgından önce yaygındı. Ancak pandemi sürecinde birçok içerik üreticisi; yeni materyalleri nasıl geliştirdikleri açısından önemli zorluklarla karşı karşıya kaldı, fiziksel kısıtlamaların bir sonucu olarak evlerinin dışında içerik oluşturmakta zorlandı ve birçok uzak çalışan gibi tükenmişlik yaşadı. Yeni normal döneminde ise bu durum biraz değişti. Birçok içerik üreticisi üretkenliğini artırdı. Haliyle de online eğitim pazarının büyümesi hızlandı.

  5. Online Eğitim Platformları: Çoğu online eğitim platformu, uzaktan çalışmaya ve ürünlerini çevrim içi sunmaya alışık olduğu için pandemiden etkilenmekten uzaktı. Değer zincirindeki diğer paydaşların aksine, artan talep karşısında online eğitim platformları bu süreçte fırsatlar elde etti. Özellikle hem şirketlere hem de bireylere cömert içerikler sunan platformlar yükselişe geçti. Platformların içeriklerini arttırmaya devam ettikleri sürece sektörde önemli bir noktaya ulaşabileceklerini söyleyebiliriz.

Elif Tuzlakoğlu

Laba Türkiye Ülke Müdürü

Previous post Bosch Termoteknoloji, “Tasarruf Candır” oyunuyla tasarruf bilinci oluşturuyor!
Next post Zehirsiz Sofralar Platformu Kuruldu