Sabah akıllı hoparlörümün en sevdiğim şarkıyı çalması ile uyandım. Otobüsümün durakta olmasına tam sekiz dakika vardı. Giyinmeye başladığım sırada hoparlörüm tam yarım saat sonra havanın yağışlı olacağını ve yağışın 5 dakika süreceğini söyledi. Ancak bu beni etkilemiyordu, çünkü otobüsüm tam yarım saat sonra benim ineceğim durağa gelecekti. Dert etmiyordum çünkü 3 dakika önce bile varsak _ki böyle ne önce ne geç otobüsüm her zaman aynı saatte ulaşırdı_ ben indiğimde yağmur durmuş olacaktı.
Bu senaryoda siz ne görüyorsunuz bilmiyorum ama ben akıllı şehir, harika bir trafik sistemi, iyi bir veri analizi ve akıllı hoparlör için paylaşılan anonimleştirilmiş büyük veri görüyorum. Şimdi bir başka senaryo.
Yine martı sesiyle uyandım. Acaba yine aynı martımıydı. Hayır ben karadan bu kadar uzakken nasıl buraya geliyordu, çok merak ediyorum. Pandemi döneminde işime konsantre olmak için bu yüzen eve taşınmıştım. Şehir hayatından sonra iyi gelmişti ama malum müstakil evin güvenliğini siz karşılamak zorundasınız. Kapının önünde beni farkeden radar güvenlik sistemi, bir dron’u harekete geçirdi. Havalanan drone başımın üstünde dolaşırken, yüzümü tanımladı. Neyse ben de uzun zamandır sonra anneme bir fotoğraf yollarım diye düşünüp, dron’a resim çek işareti yaptım. Her ne kadar ben burada yaşamaya alışsam da, şehir benden vazgeçemiyordu. Bugün yine şehre gitmem gerekiyordu. Beni götürmesi için taksi çağırmıştım ama acaba dün gece yatmadan önce iniş pistini boşaltmış mıydım? Malum hala çok fazla pil ömrü olmadığı için uçan taksileri oyalamamak gerekiyordu. Pist boştu. Taksici beni paylaşımlı jetime götürmek için tam zamanında geldi.
Bu senaryodaysa ev üstünde güvenlik dronları, bağlı oldukları akıllı kolluk kuvvetleri, uçan dronlar, uydudan internet, dronlar için bir akıllı şehirlere eklenmiş bir uçan araç trafik sistemi, paylaşımlı jet sistemleri var.
Eminim okuduğunuzda ikinci senaryonun daha uzak zamanlarda geçtiğini düşündünüz. Aslında ikisi de aynı zamanın teknolojileri. İkisi de şu anda her tarafıyla ama farklı coğrafyalarda yapılmış teknolojiler. İkisinin arasındaki tek fark, ilkindeki kahramanımızın daha şehir dışında yaşayacak kadar para kazanamamış olması. Ancak konumuz bu değil. Şu an her iki senaryo ve daha ne uçuk senaryolar birileri tarafından yaşanılır durumda.
Bir de şu an yaşadığımız şehre, ulaşabildiğimiz teknolojilere bakalım. Dünyanın en iyi telefonlarına ulaşabiliyoruz ama telefonla konuşmak twitter yüklemekten ileri gidemiyoruz. Kaçımızın durağa otobüsün kaçta geleceğini bilme lüksü var? Kaçımız İstanbul’un bir sahilinde yüzen ev yapmayı hayal ediyor? Uçan taksilerle ilgili her paylaşımımın altında daha çözemediğimiz Uber, taksi çatışması yorumları geliyor. Bırakın Türkiye’yi daha İstanbul’da bile uçan araçlarla ilgili bir mevzuat oluşturulmadı. Trafik yönetiminin nasıl yapılacağını belirleyecek çalışmaları yapmaktan öte, acaba bu iklimde nasıl çalışır diye bir deneme bile yapmadık.
Elon Musk’ın her gün yüzlerce uydu attığı uzaydan çok uzağız. Hiçbir işadamımız bırakın Jeff Bezos’un uzay projelerini düşünmeyi, hala Amazon’u bile bilinmez bir büyük olarak görüyor. Teknolojik anlamda o kadar çok gerideyiz ki; işadamlarımız email kullanmakla, en son teknoloji telefonlara ve otomobillere sahip olmakla hava atıyorlar. Hiç birinin ağzından bir Mars planı lafı çıkmıyor. Gençlerimiz çok başarılı olacak diye üstlerinden sorumluluğu atıyorlar.
“Economic Divide” özellikle ekonomik eşitsizliği anlatmak için kullanılan bir terimdir. Toplum içinde çeşitli sosyo ekonomik grupların edindikleri gelir, çeşitli sebeplerle adaletsiz şekilde dağıtılırsa, ekonomik kırılım oluşur ve bu daha sonra sosyal olaylara ve ilginçtir zenginler ne kadar çok zengin olurlarsa olsunlar fakirliğe sebep olur.
Dijital kırılım da ekonomik kırılıma çok benzerdir. Dijital anlamda bir grup ne kadar yüksek teknoloji kullanırsa kullansın, toplum bu kaynaklardan yararlanamaz! Teknoloji kullanımının, üretiminin, gücünün en önemli olacağı on yılda dijital eşitsizliğin yaşandığı ülkelerin başarılı olması mümkün değildir. Burada iki farklı kırılım noktası vardır. Birincisi ülkeler arası ki burada zaten çok gerideyiz, diğeri ise ülke içi teknoloji kullanımının tabana yayılması. İkincisi her zaman kotarabiliriz ama ilkini kaybedersek nasıl yetişiriz, gerçekten imkansız.
Okuma Süresi:2 Dakika, 56 Saniye