Okuma Süresi:2 Dakika, 7 Saniye

Geçtiğimiz haftalarda dikkat çeken bir haber vardı. Haberde Microsoft’un tıpkı ‘Black Mirror’ dizisinde olduğu gibi insanların kaybettikleri yakınlarının dijital klonları ile sohbet etmelerini sağlayacak bir cihaz için patent aldığı ifade ediliyordu. 

Bahsedilen patente ait 21 sayfalık belgede bu cihazın hayatını kaybeden kişilerin dijital olarak klonlanmasına yönelik geliştirildiğine ilişkin bir ibare bulunmasa da akıllara projenin ticari amacının bu olabileceği fikri geliyor. Patenti alınan bu cihaz esas itibariyle belirli bir kişiye ait ses, görüntü, e-posta ve sosyal medya paylaşımları gibi verileri kullanılarak eğitilen yapay zekâ yardımıyla o kişiyi yakından tanıdıktan sonra o kişiyi taklit ederek insanlarla sohbet edebilecek. Hatta hologram ile üç boyutlu olarak bile görüntü oluşturabilecek.

İlginç bir şekilde, bu haberden bir hafta kadar sonra Güney Kore’de 25 yıl önce ölen bir şarkıcının ses ve görüntüsünün yapay zekâ ile taklit edilerek “Yüzyılın Yarışması: Yapay Zekâ İnsana Karşı” adlı yarışmanın ilk bölümünde yer alacağına ilişkin haberlere şahit olduk. Yapımcı şirket, bu içeriği ilgili programda yarışmacı olarak kullanmayıp sadece yapay zekâ teknolojilerinin geldiği yeri göstermek için hazırladıklarını ifade etmiş. Halihazırda aynı ülkenin bir kanalında geçtiğimiz ay yılbaşı programı için 2014 yılında ölen bir şarkıcının yapay zekâ ile oluşturulan dijital klonunun popüler bir pop grubu ile sahneye çıkarıldığı da aynı haberde ifade ediliyor.

Geçtiğimiz yıllarda bu köşede ‘deepfake’ olarak adlandırılan ve insanların ses ile görüntülerinin yapay zekâ ile taklit edildiği uygulamalar hakkında görüşlerimi paylaşırken ilk duyduğumuzda bize ürkütücü gelen bu uygulamanın gelecekte insanlar tarafından benimsenmesi ve normal karşılanmasına yönelik çabaların artacağı tahmininde bulunmuştum. Gerçekten de, son zamanlarda çok sayıda sosyal medya kullanıcısının adını bile bilmediğim bir uygulamayı kullanarak kendi yüzlerini popüler filmlerin başrol kahramanlarının yüzlerine yapıştırarak sosyal ağlarda paylaşmaya başladığına şahit olmaya başladık. 

Oysa ki, 2019 yılında yapılan bir araştırmada, deepfake uygulamaları ile önemli bir kısmı Güney Koreli kadın oyuncular olmak üzere 19 bin kişinin yüzünün pornografi başta olmak üzere farklı görüntü ve videolarda kullanıldığı ortaya konulmuştu. Benzer bir şekilde, CNN’de yer alan bir haberde her yıl yapay zekâ ile taklit edilen sesler kullanılarak $470 milyon civarında telefon dolandırıcılığı gerçekleştirildiği ifade ediliyor.

Microsoft haberine dönersek, son yıllarda Black Mirror vb. çok sayıda dizi ve filmde bu unsurların yoğun bir şekilde işleniyor olması aslında insanların geçmişte kulağa bilim kurgu masalı gibi gelen bu gelişmelere aşina olmaları açısından önem arz ediyor. Özellikle pandemi sebebiyle şubat ayı istatistiklerine göre 2.3 milyon kişinin hayatını kaybettiği ve bu sayının bir süre daha artışa devam edeceği göz önüne aldığımızda, sevdiklerini hazin bir şekilde kaybeden çok sayıda insanın kendilerine böyle bir öneri gelmesi durumunda bu teknolojilerden yararlanarak kaybettikleri yakınlarının dijital varlıkları ile anılarını yaşatmak isteyebileceklerini düşünmek yanlış olmaz sanırım.

Previous post Sınırları aşan şirketler için e-ihracat faturasında yeni dönem
Next post Teknoloji : Kurtuluşumuz mu yoksa felaketimiz mi?..