Yazımın başlığını attığımda Obama Stanford Üniversitesindeki konuşmasını yeni yapmış ancak Elon Musk Twitter’ı daha satın almamıştı. Şimdi bu iki gelişmenin gölgesinde neler oluyor isterseniz bir bakalım.
28 Eylül 2021’de YouTube CEO’su Susan Wojcicki bir konuşma yaptı. Konuşması bir aile hikayesi ile başlayıp, özgür ifadenin önemi ile bitiyordu. Bunu da Google’ın ve hatta diğer internet devlerinin özdeğer olarak algılaması gerektiğini söyledi.
Konuşmanın en can alıcı kısmı ise Rusya’nın bu konuda kendilerine baskı yaptığı ama buna rağmen, muhaliflerin sesini kısmadıkları yönündeydi.
Unutmamak lazım; o dönemde Rusya bir savaşın içinde değildi. Geçen haftalarda bu köşede yazdığım gibi internetinin kesilmesi gibi bir tehdit yada düşünce yoktu.
Aradan geçen sürede Elon Musk Twitter’ı satın aldı. İlk mesajında iki önemli ayrıntı var. Birincisi twitter’ın bir otantikasyon yapısı olacağı yönünde. Beni takip edenler bilir, bunu yapan şirketin dünyanın devletler değil de, dijital ve analog bölünmesinde bir kilometre taşı olacağını yıllardır söylerim. Bir ikinci nokta bir dijital şehir merkezi olması durumudur.
Şehir merkezlerinin batı toplumu için ne ifade ettiğiniz şehir planlam, mimari okuyanlar ve entellektüeller çok iyi bilir. Yani bu cümle hiç yabana atılır bir durum değildir.
Bir de tabii Twitter’ın yayın algoritmasının açık olacağı konusu var ki; o bu yazının konusunun yanında bence çok da önemli değil.
Bir başka şaşırtıcı gelişme de Jeff Bezos tarafından geldi. Bezos sert kritiklerinin tweetlerinin kaldırılmasına sebep olmamasını umut ettiğini iletti.
Bütün bu gelişmeleri bir de Obama’nın Stanford’daki konuşması ile birleştirmemiz gerekiyor. Obama internetin ve sosyal medyanın bir araç olduğunu. Bu nedenle kontrol edilmeleri gerektiğini artık Section 230’un yeniden düzenlenmesi gerektiğini söylerken; bu konudaki motivasyonu arttırmak amacıyla, Amerika Birleşik Devletlerinin bu tip düzenlemlerin daha önce de otomotiv, havacılık, reçeteli ilaçlar ve cihazlar konusunda da başarılı bir şekilde yaptığını söylüyordu. Bu konuda Avrupa Birliğinin çok gerisinde kaldıklarını da itiraf ediyordu.
Ancak Wojcicki gibi Obama da buradaki manipülasyonların özellikle otoriter rejimlerin muhalefetin sesini susturmak için yapıldığının altını çizdi. Rusya, Çin, Macaristan, Filipinle ve Brezilya’nın da bizzat ismini verdi. Obama ayrıca sosyal medya şirketlerinin bulanık bir pencereye neden olduklarını, bağlananların olan biten yerine manipüle edilmiş bilgiye ulaşabildiğini söyledi. Buradaki yapıyı da “dijital otokrasi” şeklinde tanımladı.
Peki bu gelişmeler bize ne söylüyor?
– Dünya’nın yeni savaşı otokrasi ile olacak. Bu hem fiziksel hem de dijital dünyada böyle olacak. Bu nedenle Türkiye, dünyada dinlenen, gelişmiş bir ülke olmak istiyorsa mutlaka otokrasiden ve otokratik her türlü yönetimden uzak durmalı.
– Burada ülkeler arası bir kamplaşma varmış gibi görünüyor ama aslında tam olarak öyle değil. Gelişmiş dünya ifade özgürlüğü ve kişilerin kendi kimlikleri ile ayrımcılık yapmamak şartı ile düşündüklerini söylemekten yana. Otoriter rejimler ise aslında elde dünya yönetiminde sz hakkı istedikleri için bu trendin tam karşısında durmayı tercih ediyorlar. Ancak şunu unutmamak gerek; dünya tarihinde halkını sıkan, fikir özgürlüğünü yok eden hiç bir büyük güç yok. Hatta büyük güçlerin sonu çoğunlukla tam da bu sebeplerden oluyor.
– Section 230, sosyal medyada ifade özgürlüğünün en önemli kaynağıydı. Ancak Section 230 kaldırılırken, yerini gerçekliğin çölüne teslim etmeyecek. İnsanların daha rahat konuşabilecekleri, ifade özgürlüğünün arttığı bir durum söz konusu olacak.
– Ancak şunu da söylemek lazım; bu geçiş özellikle otokrasinin hakim olduğu devletlerin halklarının canını yakacak!
Dezenformasyon kısmına gelince
Bu konuda bizim kişisel olarak yapmamız gerekenler var. Kaynaklara bakarak, paylaşmadan önce düşünerek ve çocuklarımıza kaynakları nasıl değerlendireceklerini ve görüşleri gerçeklerden nasıl ayıracaklarını bilen eleştirel düşünürler olmalarını öğreterek yetiştireceğiz. Hepimiz daha iyi haber tüketicileri olmanın yoluna bakacağız. Obama böyle diyor. Bence daha iyi anlatılamazdı.
Okuma Süresi:2 Dakika, 48 Saniye