Günümüzde emoji olarak adlandırılan minik ikonların, tıpkı eski Mısır hiyeroglif yazısı gibi, birbirinden kolaylıkla ayırt edilebilen çok sayıda sembolden oluşan, en basit ifadeyle “dijital çağın görsel alfabesi” olduğunu söyleyebiliriz.
Bazıları alfabe ifadesinin takılıp emojilerin harfler gibi sesleri sembolize eden karakterler olmaması sebebiyle alfabe olarak adlandırılamayacağını söylese de, gerçekte emojilerin Çin alfabesi ve türevlerindeki karakterlerden farklı bir yapıda olmadığını biliyoruz.
O yüzden de, gülen yüz emojisi, kalp emojisi ya da nazar boncuğu emojisi paylaşan bir kişinin vermek istediği mesajı rahatlıkla anlayabiliyoruz. Zaman zaman yanlış anlaşılmalara sebep olabilse de, genel itibariyle yazılı metinlerde cümlelerle ifade edilebilecek pek çok paylaşım, sadece bir ya da birkaç emoji ile kolaylıkla ifade edilebildiği için emojiler yıllardır dijital dünyada yaygın olarak kullanılıyor.
Tıpkı diğer dijital uygulamalarda olduğu gibi emojilerin de dini açıdan caiz olup olmadığına ilişkin fetva sitelerinde çok sayıda soru mevcut. Verilen cevaplar her ne kadar kendi aralarında ihtilaflı olsa da, genel kanı dini hassasiyet gerektiren durumlara dikkat edildiği sürece “emoji kullanımının dinen sakıncası olmadığı” yönünde.
Zaman zaman, nazar boncuğu gibi emojilerin caiz olup olmadığına ilişkin ilginç tartışmalara dahi şahit oluyoruz. Nazardan korunmak için nazar boncuğu takmanın caiz olmadığına dair fetvalar bulunması sebebiyle nazar boncuğu emojisi kullanımını dinen sakıncalı bulanlar olması şaşırtıcı değil. Ancak, nazar gibi soyut kavramlara ilişkin günlük dilde kullanılan dini terim, dua ya da deyişleri emoji olarak ifade etmenin zorluğu göz önüne alındığında, geleneksel bir motif olarak kullanılan nazar boncuğu sembolünün dijital dünyada kişileri nazardan koruyan bir tılsım değil, pratikte ‘maşallah’ gibi dua ve iyi niyet bildirimlerini sembolize etmek için kullanıldığı düşünülebilir.
Esasen, avuçların birbirine bakacak şekilde birleştirilmesi hareketini gösteren emoji de aslında Uzakdoğu toplumlarındaki dua ya da minnet duygularını ifade etmesine rağmen toplumumuzda yaygın olarak dua etmek ya da teşekkürlerini ifade etmek için kullanılıyor.
Hatta 2008 yılından itibaren avuç açarak dua etme emojisi de kullanıma açılmış olmasına rağmen diğeri kadar rağbet görmemesi, emoji kullanımında algısal tercihlerin zaman zaman dini referanslardan bağımsız hareket edebileceğini gösteriyor. Diğer bir ifade ile, günümüzde bireylerin emojilere yükledikleri anlamlar tasarımsal unsurların, ya da normsal hassasiyetin dışında şekillenebiliyor.
Pek farkında olmasak da son çeyrek yüzyıldır içinde bulunduğumuz analog evreni kuşatan ‘dijital nebula’nın oluşumuna şahitlik ediyoruz. Halen gelişimini sürdüren bu dinamik ekosistemin ne sınırlarını, ne de kurallarını koyabilecek güce sahibiz.