Ne istiyoruz? Zenginleşmek istiyoruz. Yeni teknolojilerin yardımıyla artan refahtan daha fazla pay almak istiyoruz. Dünyanın farklı kategorilere ayrılan ülke grupları arasında zengin ülkeler grubunda yer almak istiyoruz. Bundan daha doğal bir şey olmasına da imkân yok. Başkaları bu kadar zengin, bu kadar güçlü bu kadar hâkimken kendi bulunduğumuz yeri beğenmiyor; çoğunlukla eski günlerimizi iç geçirerek yâd ediyoruz. Demek ki zenginleşmek kadar güçlenmek de istiyoruz. Biliyoruz ki zenginlik ve güç bir arada geliyor. Biliyoruz ki zenginler daha güçlüler.
İki kıta arasındaki geçiş noktasında bulunan ve binlerce yıldır onlarca kavmin göçüne sahne olmuş, kendi döneminde buralardan haberdar herkesin ilgisi çekmiş ve çekmekte olan bu bereketli topraklar böylesine iştah kabartırken ve sürekli birilerinin kavga çıkarmak için fırsat kolladığı bir ortamda ne yaparız da zengin oluruz? Bütün bunları düşündükçe aklıma gelen ilk şey akıllı olmak gerektiği.
Akıllı olmalıyız ve aklımızı doğru yerde kullanmalıyız. Bu devirde her devirde olduğu gibi bilginin para ettiği aşikâr. Bilginin ‘değer’ olduğunu, değeri insanın yarattığını biliyoruz. Değer yaratanın insan oluşu gibi ‘sorun’ yaratanın da insan olduğunu biliyoruz. Çoğu zaman yaşlanan Avrupa’nın yanı başındaki ülkemizde genç nüfusumuzla övünüyoruz. Sanki gençlik iyi beslenmedikçe, iyi eğitilmedikçe, değer üretmeye hazır hâle getirilmedikçe kendiliğinden kendi geleceğini inşa edebilirmiş gibi.
Akıllı olmalıyız: Türk ulusunun binlerce yıldır bu topraklarda yaşayan onlarca halkın kültürel mirasına sahip olduğu gerçeğinden hareketle, barışın huzur ve zenginlik için ne kadar hayati olduğunu hiç unutmamalıyız.
Akıllı olmalıyız: İyi yetişmiş insanların değer üreteceğini, zenginlik yaratacağını hep hatırda tutmalı; elimizdeki en büyük kaynak olan insan kaynağını yüksek niteliklerle donatarak gerçek bir kaynak hâline getirmenin seçeneksiz olduğunu iyi anlamalıyız.
Akıllı olmalıyız: Tarihi iyi okumalı, anlamalı, okutmalı, anlatmalıyız. Hangi ülkelerin nasıl zengin olduklarını onların bize söylediklerine şüpheyle yaklaşarak yeniden araştırmalıyız.
Akıllı olmalıyız: Bugünün dünyasında – her zaman da olduğu gibi zaten – daha büyük değer yaratan yetenekli insanların dünyanın belli bölgelerinde, belli kentlerinde toplandıklarını görmeliyiz. Bazılarının “yaratıcı sınıf” sıfatıyla tanımladıkları bu insanların niçin oralarda toplandıklarını; yaşamak için niçin o kentleri ya da ülkeleri tercih ettiklerini anlamalıyız. Sonra da kendimize şu soruyu sormalıyız: Aralarında Türkiye’nin bulunduğu bazı ülkeler o ülkelere ya da kentlere en iyi yetişmiş insanlarını neden kaptırıyorlar? Beyin göçü denilen olgu niçin bizim aleyhimize işliyor? Yetenekli insanları ya da bir başka tabirle ‘yaratıcı sınıfı’ çekmek için biz neler yapabiliriz?
Akıllı olmalıyız: “En hakiki mürşitin ilim ve fen olduğunu” hep akılda tutmalı ve ‘acaba Atatürk neden böyle söylemiş’ diye düşünmeliyiz.
Akıllı olmalıyız: Aptalca sorulara zekice cevaplar üretmeye çalışmak yerine zekice sorular sormalı; aptalca sorularla ve aptalca cevaplarla zaman kaybetmemeliyiz.
Akıllı olmalıyız: Elimizde ne var ne yok bilmeliyiz. Topraklarımızın altında ve üstünde değer ve refah yaratabilecek ne varsa bilmeliyiz ve bunları kullanmak konusunda çok hassas olmalıyız.
Akıllı olmalıyız: Zenginlik ve refah üretirken en kıt bulunan şeyin (‘üretim faktörü’ demeli belki) ‘iyi yönetim’ olduğunu hep akılda tutmalıyız. İyi yöneticiler aramalıyız. İyi yöneticiler yetiştirmeliyiz. İyi yöneticilerle çalışmalıyız. Doğru kararların sağlayabileceği yararlar ile yanlış kararların verebileceği zararları gözden geçirmeli; yanlış kararların getireceği en büyük kaybın telafisi imkânsız olan zaman kaybı olacağını asla unutmamalıyız. Kısacası, kötü yönetimin maliyetinin çok ağır olacağını hep hatırlamalıyız.
Akıllı olmalıyız: Eleştirel düşünmeliyiz. Sorgulamalıyız. Dünyanın zengin ülkelerini örnek almalı; onların nasıl zenginleştiklerini sorgulamalı; hatalarından ders almalı, tecrübelerinden yararlanmalıyız. Zengin olmak için, daha iyi yaşamak için, huzur için, barış için sadece akıllı olmalıyız.