Barbie Filminde Ken Neden Bir Nefret Öğesine Dönüştü?

1. Patriyarkanın Karikatürü

Ken, erkek egemen değerleri abartılı şekilde taklit ederek gülünçleşir ve patriyarkanın da karikatürüne dönüşür.

Erkeklik kimliğini Barbie’ye bağımlı kıldığı için kendi varoluşunu kuramaz; bu da izleyicide rahatsızlık yaratır.

Barbie’nin yanında bir “aksesuar” olan Ken’in merkeze çıkma çabası başarı değil, kriz olarak kurgulanır.

Ken’in ataerkil davranışları, birey olarak değil, sistemin parodisi olarak hedef haline gelir.

Kovboy estetiği, kas gösterisi, güç tutkusu gibi klişeler üzerinden geçmiş erkek kahraman tipleri alaya alınır.

Barbie Land’de ataerkil düzen kurmaya çalışsa da aslında içi boş bir güç performansı sergiler.

Ken’in varlığı Barbie’nin onayıyla anlam kazanır; bu bağımlılık onu sürekli küçük düşürür.

Senaryo, Ken’i trajik değil, komik bir figür olarak işler; bu da antipatiyle kahkahanın birleşmesine yol açar.

Film, erkek karakteri değil, kadın karakterleri merkeze koyduğu için Ken’in “öteki”leşmesi bilinçli bir tercihtir.

Ken, bireysel bir karakterden çok erkeklik üzerine toplumsal tartışmaların sembolü haline getirilir.