Dünya çapında iPhone’un en pahalı satıldığı ülke olma rekoru Türkiye’ye ait. Bir gazetede yayınlanan verilere baktığımızda, 128 GB iPhone 14 modellerinin $1842 liste fiyatı ile satıldığı Türkiye’nin en yakın rakibi olan Brezilya’daki satış fiyatına bile $300 fark attığını görüyoruz.
İlginç olan durum ise şu: iPhone 12 çıktığı günlerde bir doktora çalışması için gerçekleştireceğimiz anket çalışmasına yeterince katılımcı bulmakta zorlanmıştık. Pek çok iPhone kullanıcısı fiyat performans kaygılarını sebebiyle yeni modele geçmekte tereddüt ediyordu.
Günümüzde ise, Apple ürünlerine kur farkından dolayı peş peşe iki kez zam yaptığı halde ürünün en pahalı modelleri dahil halen alıcı buluyor. Yurtdışından sözde daha hesaplı bir fiyatla getirildiği halde yine de çok pahalı olan telefonları saymıyorum bile.
Pandemi’nin hemen ardından döviz kurlarında ve enflasyonda yaşanan ciddi yükseliş insanları nakitte kalmak yerine emtiaya yöneltti. Örneğin, sıfır araçlara olan talep arttı. Fahiş fiyatların üzerine ilave ücret ve komisyonlar ödeyerek araç almak üzere sıraya giren insanlar araç bulamaz oldu. Kimileri ise emlak yatırımına kaydı, yanı başımızdaki savaşın da etkisiyle ev fiyatları roket gibi fırladı. Nakitte kalmak istemeyen insanların cep telefonu, bilgisayar, beyaz eşya ve diğer pek çok ürüne olan talebi de fiyat artışlarına rağmen azalma göstermedi.
O yüzden de, bir dönem iPhone 12’yi pahalı bularak almak istemeyen insanların şu anda geçmişte olduğu gibi tekrar “yarın daha pahalı olur” argümanı ile iPhone 14’ü dünyanın en pahalı fiyatı ile satın almasını yadırgamamak lazım. Çünkü, yüksek enflasyonun en önemli etkilerinden birisi insanları stokçuluğa, ihtiyacı olmayan ürünleri satın almaya iterek fiyat artışlarını tetikleyen bir kısır döngünün sürmesine sebep olmasıdır.
Bu filmi uzunca bir aradan sonra tekrar izliyor olmamız oldukça üzücü!