Ya Dönülür, Ya Dönülmez
Her şeyi kontrol edebileceği sanrısından hiçbir şeyi kontrol edemeyebileceği olgusunu öğrenmenin paniğine yuvarlanmak! Koronovirüs pandemisinin patlak verişinden dört ay sonra insanlığın durumunu böyle özetleyebiliriz. Doğrusu ya, çok ağır bir “tenzili-rütbe” söz konusu. Belirsizliği aşan bir bilinmezlik çökmüş durumda. Sis, pus, duman, buhar iç içe.Ve ne zaman kalkacağı belli değil! Konuya iletişim araçları açısından bakacak olursa, […]
Okumaya Devam EtBu beladan kim karlı çıkar?
Son yeni Koronavirüs pandemisi konusunda “grand komplo” terörlerinin sonu gelmiyor. Sürekli sorulmakta: Bunun arkasında aslında kim var? Hangi hınzır üst-akıl, habis emellerini gerçekleştirmek için bu kötülüğü insanlığın başına bela etti? Suç ortakları kimler? Bunlara benzeyen yüzlerce ve belki de binlerce soru havalarda uçuşuyor… Gerçekten “uçuşuyor” çünkü çoğu “uçuk” sorular bunların. KİME YARAR? “Bu işten en […]
Okumaya Devam EtKORUYAYIM DERKEN, AYRIMCILIK YAPMAYALIM
Benim de dahil olduğum 65 yaş üstü kesimde şikayetler yükseliyor: “Bir ayı aşkın bir süredir evlerde kapalıyız. Kapının önüne bile çıkamıyoruz. Hareket alanımız sınırlı. Hava alamıyoruz. Yürüyüş yapamıyoruz. Bunaldık!” Bir çoğu, en zorunlu banka ve alışveriş işlerini yapamıyor. ATM’ye gidemiyor, gitse bile polissiz kullandırılmıyor, bazılarının güvendiği hiç kimse yok, telefonu bozuk, vb. vb. Nüfusun sadece […]
Okumaya Devam EtZamanımızın bir hastalığı: “güncelitis” ya da “aktüelismus”
2012 yılında medya camiasında şaşkınlığa yol açan bir şey yaptım: En üst düzeyde makam sahibi olduğum bir televizyondan “durup dururken” kendi isteğimle ayrıldım. Ayrılmamam için ısrar ettiler, çok üzüleceklerini söylediler. İtibarım yüksekti, iyi para kazanıyordum. Ama, hayır, kararımdan döndüremediler. Niçin böyle yaptığımı soranlara “Her işi tadında bırakmak gerek” ya da “İnsan bırakacağı zamanı bilmeli, bu […]
Okumaya Devam EtBakın siz şu Netflix’in yaptığına: Dilsizleşme surlarında delik açıyor
Istanbul’un Fatih tarafından alınışını anlatan altı bölümlük Netflix dizisi “Rise of Empires: Ottoman” adlı yapım 24 Ocak’ta 194 ülkede gösterime giriyor! 1970’li ve 80’li yıllarda üzerinde çalıştığım Dilsizleşme Kuramı’na layık olduğu ilgiyi gösterememek, yarım asırlık bir iletişimci olarak en büyük pişmanlıklarımdan biridir. . Çalıştığım üniversitelerde çevremdekilerle zamanında paylaştığım halde, makale ve kitaplarla geliştirip iletişim literatürüne […]
Okumaya Devam EtHaberleri Doğrulama Enstitüsü
Saraya gizlice çıkan CHP’li iddiası nedeniyle Türkiye bir süredir “doğru haber” konusunu tartışıyor. Hem de enine boyuna tartışıyor. Eskiden bu türden tartışmalar gazeteciler arasında yapılırdı, şimdi ise hemen herkes katılıyor. Böyle olması da normal: Artık akıllı telefonu olan herkes potansiyel gazeteci: “Yurttaş gazeteciliği” döneminde yaşıyoruz! “Doğru haber-yalan haber” konusu hemen bütün dünyada gündemde aslında. Epeydir […]
Okumaya Devam EtOkuryazmazlık Üzerine
Türkiye’nin okuryazarlık serüveni çok uzun sürmedi. Bunu tarihsel anlamda ve Avrupa ülkeleriyle karşılaştırarak söylüyorum. Matbaa zaten çeyrek binyıl geç gelmişti. Türkiye’de çoğunluğun okuryazar olduğu zaman dilimi (1950-2000) yarım yüzyıl kadardır. Şimdi “okuryazmaz”lık dönemine geçiyoruz. İlkokul çağında çocukları ya da torunları olanlar fark etmişlerdir. Okula başlayanlar okuryazarlığın ilk yarısını, yani okumayı kolayca başarsalar da iş yazmaya […]
Okumaya Devam EtZaman ve Roman
Bir süredir “Netflix döneminde romanın yaşama şansı var mı?” sorusunu soruyor, aklıma gelenleri bir takım toplantılarda dillendiriyor ya da burada olduğu gibi yazıya dökmeye çalışıyorum. Belli ki bu soru beni ilgilendiriyor. Şundan: Son iki kitabım, yani 29. ve 30. kitaplarım, roman türünde oldu. (“Babıali’de Cinayet: Gazeteciyi Kim Öldürdü?” ve “Ada”) Son iki yılımı roman yazarak […]
Okumaya Devam Et
Bugün Kimi Linç Ediyoruz Arkadaşlar?
Emeritus Prof.Dr.Haluk Şahin
Fazıl Say’ı mı, Ara Güler’i mi, Şükrü Erbaş’ı mı , Yılmaz Özdil’i mi yoksa bir başkasını mı? Bugün kimi parçalara ayırıp duvara asacağız, kimin kanını içeceğiz, kimi rezil rüsva edeceğiz, kimi bitireceğiz? Soruyu birinci çoğul şahsın ağzından sormamın nedeni şu: Fıtri olarak o kapasite doğallıkla ben de var. Dikkat etmezsem ben de bir linççiler güruhuna […]
Okumaya Devam Et